DOĞU TÜRKİSTAN
Olaya Çin ve Doğu Türkistan(Uygur)’ın farklı bakış açıları var:
-Çin; bizim tarafımızdan sorun yok, Doğu Türkistan bir devlet olmamalı, Pan-Türkizm hayali yaşıyorlar, diyor.
-Doğu Türkistan; sorun biz değiliz, sorun Çin Halk Cumhuriyeti’nin yürüttüğü baskı ve şiddet politikalarıdır, diyor.
Doğu Türkistan Çin için önemli. Çin’in %40 kömür yatağı bu coğrafyada olduğu için çok önemli ve kaybetmek istemiyor.
Çin iç savaşında milliyetçiler ve komünistler savaşıyor. Milliyetçiler mevcut toprağı korumak istiyor, Japonlar her yeri işgal etmişti. Ayrıca komünistlerle de savaşıyorlardı. Aynı zamanda Doğu Türkistan ve Tibetlilerle uğraşıyorlardı. Komünistler Mao’nun önderliğinde “esnek politika” uyguluyorlar.
Esnek Politika: milliyetçilerin karşısında ezilen hangi sınıf varsa birleştirme politikası. Komünistler ‘eğer birleşirsek savaşı kazanırız, karşılığında ise size self determinasyon veririz, diyorlar. Ama verilmiyor.
1933-1934’te Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti kuruluyor ama çok çabuk yıkılıyor. 1944’te Doğu Türkistan kuruluyor. Ama Çin Halk Cumhuriyeti ordusu tekrar yıkıyor. Komünistler savaştan sonra anayasada ulusal azınlıklara özerklik veriyor. 1955’te Sincan-Uygur Özerk Bölgesi kuruluyor.
1979’da Sovyetlerin Afganistan’ı işgali Doğu Türkistan için kırılma noktası oluyor. Çünkü komünizmin sahası büyüyor. ABD, Pakistan’da üs kuruyor. Çin de Sincan’da üs kuruyor. Doğu Türkistan, Afganistan ve Sincan’daki mücahitler iletişime geçiyor ve Sincan’da kamp kuruyorlar.
1990’da 3000 Uygur Türkü öldürülüyor. Çin bizi asimile etmeye çalışıyor, özerk bölgeyiz ama haklarımız çok az. Bu yüzden tam bağımsızlık istiyoruz, diyorlar. Çin ayrılık hareketlerini engellemek için bazı politikalar uyguluyor:
- Kendine benzetme. Özelleştirmelerle bölgeye Çinlileri yerleştiriyor. %90 Uygur olan nüfusu %48’e düştü bölgede. Bu durum uluslar arası hukuka aykırı değil.
- Şiddet kullanıyor ama ben terörle mücadele ediyorum, diyor. 11 Eylül’den sonra terörle mücadele çok önemli oldu. Ama bağımsızlıkla ilgili en küçük şeyi bile terörle bağdaştırıyor. Böylece uyguladığı şiddeti meşrulaştırıyor.
- Uygurlar Türkî bir halktır ama Türk değildir, diyor. Bunu ordaki halkı yalnızlaştırmak için yapıyor.
- Bölgedeki İnsan Hakları İhlalleri;
- Sakallı ve başörtülü kişilerin toplu taşıma araçlarına binmesi yasak.
- Kamu personeli, öğrencilerin oruç tutması yasak. Bu yüzden idam edenlerin olduğu iddia ediliyor.
- Kamuya açık alanda ibadet edilmesi yasak.
Çin bunları kanlı bir şekilde bastırıyor. Radikal İslam’ı suçluyor bu olaylar yüzünden.
KEŞMİR
Pakistan, Bangladeş, Nepal Hindistan’dan bağımsızlığını aldı. Keşmir neden bağımsız olmadı?
-İngiliz Hindistan’ı bağımsız olurken Pakistanlılara self determinasyon hakkı verildi, Keşmir’e verilmedi. Keşmir’e sadece bir hak verildi: Pakistan ya da Hindistan’a bağlanma seçeneği hakkı. Keşmir ısrarla hangi tarafa bağlanacağını söylemiyor, belki böylece bağımsızlık hakkı kazanacağını düşünüyor. İçerde büyük bir Müslüman kimliği var ve onlar Pakistan’a bağlanmak istiyor. Keşmir’ de bir ayaklanma çıkıyor, başkan da Hindistan’dan yardım istiyor. Hindistan; ‘eğer antlaşma imzalayıp bana katılmayı kabul edersen yardım etmeyi kabul ederim’ diyor. Keşmir kabul ediyor. Pakistan, bu antlaşma halkın istediği bir şey değil bu yüzden geçersizdir diyor.
Keşmir’de 3 savaş yaşanıyor. Keşmir’in bir bölümünün kontrolü Pakistan’da bir bölümü de Hindistan’da. İkinci savaşta Çin de devreye giriyor ve Keşmir’in bir bölümünü de Çin alıyor. Çin, Pakistan’ın yanında savaşa giriyor. Çünkü Dalai Lama Pakistan’dan kaçmıştı ve Hindistan’a sığınmıştı. Çin Dalai Lama’yı kabul edeni hain ilan etti, bu yüzden Pakistan’ın yanında yer almış. 3. Savaşta (1971) Bangladeş bağımsız oluyor.
Hindistan sorunu BMGK’ya taşımış. Pakistan’ı işgalci olarak suçluyor. Pakistan da oradaki halka karşı insan hakları ihlalleri var bu yüzden plebisit yapılsın ve halk karar versin diyor.
BM;
–Halk oylaması yapılsın, diyor. Güvenlik konseyi kararı varken neden oylama yapılmıyor?
BM Şartında; eğer güvenlik konseyi kararını 7.bölüm gereği verirse karar bağlayıcı, 6.bölüm gereğince verirse tavsiye niteliğinde olur ve bağlayıcı olmaz. Keşmir kararı da 6.bölüm gereğince verildi. Bu yüzden Hindistan oylama yapmak zorunda değil.
Keşmir neden önemli?
-Verimli bir bölge
-Stratejik önemi var. Pakistan için Çin’e direk geçiş yolu. Yüksek dağlara sahip olduğu için bölgeye hâkim olunabilir. 6 tane önemli nehri var, Pakistan için su yolları çok önemli. Sadece 30 günlük su depolama kapasitesi var.
-Eğer Pakistan Keşmir’i alırsa 2 Ulus Teorisi olacak. Keşmir 3 bölgeden oluşuyor ve sadece bir bölgenin ismi Keşmir. Bölge kendi içinde çok karışık, sadece Keşmir’de Müslüman nüfus yoğun.
1999 Lahor Bildirisi: Hindistan’ın temel argümanı; Pakistan Keşmir’deki Müslümanlara terör desteği veriyor. Bunu da Hindistan’ın sıkıntı yaşaması için yapıyor, diyor. Bildiride sorunu barışçıl yollarla çözeceklerine ve nükleer silah kullanmayacaklarına dair anlaşıyorlar. Ama Hindistan Keşmir’in bütünü üzerinde egemenlik iddia ediyor. Keşmir’i bir milli mesele olarak görüyor.
2 Ulus Teorisi: Müslüman ve Hindular ayrı birer ulus. Hindu diye bir şey yok, deniliyor. Ama Hindistan bunu kabul etmiyor. Bu yüzden Tek Ulus Teorisini anayasasına koymuş. Keşmirliler de Hindistanlı diyor. Böylece bölünmeyi engellemeye çalışıyor. Hindistan kendisinin teröre karşı olduğunu ve Pakistan’ın teröre destek verdiğini söylüyor. Hindistan bütün arabuluculuk tekliflerini reddediyor. Eğer kabul ederse taviz vermiş olacak. Çünkü antlaşma var ve Keşmir benim, uluslar arası bir sorun değil ulusal güvenlik sorunum, diyor. Hindistan halk oylamasını reddediyor. Çünkü kendi içinde de farklı gruplar var.
Pakistan’da bir travma var. 1971’de Bangladeş (Doğu Pakistan) ayrıldı. Bir üst kimlik olarak İslam’ı birleştirici bir unsur olarak kullanıyor.
KUZEY KORE
Ürettiği silahları füze başlığına yerleştirebilecek kadar küçültmeye çalışıyor. Kısa ve orta menzilli füzeleri olduğunu iddia ediyor. Bunlar Güney Kore ve Japonya’yı vurabilecek nitelikte. ABD’yi de vuracak uzun menzilli füzeler de yapmak için çalışmalar yapılıyor.
2006’da ilk denemeyi yapıyor. 2009’da ikince deneme, 2013’te de deneme yapıldı. Hepsi başarılı oldu ancak tahribat gücünü artırmaya çalışıyor. 2016’da 2 deneme daha yapıldı.
BMGK’da yaptırım kararları çıktı. Çin veto etmedi;
-Kuzey Kore’ye askeri ve lüks tüketim maddeleri ithal etmek yasaklandı.
-2009’dan sonra silah ambargosu konuldu. Bütün dünya devletlerine Kuzey Kore bayraklı yüklere arama yetkisi verildi.
-İlk denemeden sonra Kuzey Kore’ye titanyum, altın gibi madenler ithal ve ihraç etmek yasaklandı.
-Kuzey Kore vatandaşlarının Japonya’ya girmesi yasak. Kuzey Kore’ye giden uzmanlar nerenin vatandaşı olursa olsun Japonya’ya giremez.
Kuzey Kore’nin de yaptırım kararları var; Güney Kore gemilerinin Kuzey Kore sularından geçmesini yasaklandı.
1.Dünya Savaşı’nda Japonya Kuzey Kore’de. Kore Asya’ya giriş kapısı olarak görülüyor. Rusya’nın bölgede olmasındansa Japonya’nın olması daha iyi deniliyor. 1905’te Rus-Japon Savaşı yaşanıyor ve Japonya kazanıyor.
Sovyet Rusya Kuzey Kore’yi, ABD Güney Kore’yi etkisi altına aldı. 1953’te Kuzey Kore, Güney Kore’ye saldırdı. BM ateşkesiyle savaş bitti, İki adanın ortasında askerden arındırılmış bölge oluşturuldu.
- Nükleer silah nasıl ortaya çıktı?
-1960’larda devletin başındakiler, ABD Japonya’ya atom bombası atarken Kuzey Kore’ye de atma düşüncesinde olduğunu arşiv belgelerinden öğreniyor. Ulusal güvenliğini nükleer silahla koruyabileceğini düşünüyor. Japonya’dan kalma bir alt yapısı ve sanayisi vardı, ama teknolojisi eksik.
Küba Bunalımı etkisi nedir?
-SSCB füze başlıklarını Küba’dan çekip ABD ile anlaşınca Kuzey Kore’nin kimseye güveni kalmıyor. Artık ülkesini kendi başına korumalı.
1965’te ilk nükleer reaktör kuruldu. Bilimsel amaçlarla yaptığını söylüyor. Bu süreçte Sovyetlerden destek alıyor. 80’lerde Sovyetlere de ihtiyacı kalmıyor. 1985’de ABD, Kuzey Kore’nin nükleer reaktörü olduğunu iddia ediyor, Kuzey Kore de bu iddiaları çürütmek için NPT’ ye taraf oluyor. Birkaç yıl sonra Sovyetler dağılınca Soğuk Savaş bitti, Kuzey Kore’nin en büyük destekçisi yıkıldı.
Çin o dönemde şaha kalkıyor. Kuzey Kore kendisini iyice yalnız hissediyor. Çünkü Çin Batıya açılıyor. Dolayısıyla Kuzey Kore nükleer silahtan başka şansı olmadığını düşünüyor.
Soğuk Savaş bitince Güney Kore ile birlikte BM’ye üye oluyor. Ama 1993’te NPT’ den ayrıldı. O dönemde ayrılmasın diye müzakereler başlıyor. ABD, çekilmemesi karşılığında elektrik üretmesi için nükleer tesislerini yenileyeceğini söylüyor. Diğer ülkeler ABD’yi eleştiriyor. Kuzey Kore, ABD’nin teklifini kabul ediyor ve NPT’ den çekilmiyor. 1998’de orta menzilli füze denemesi yapıyor ve Güney Kore’yi vurabilme kapasitesi elde ediyor. 1999’ da ABD tekrar yeraltında tesisi olduğunu iddia ediyor ve tesisleri denetime açmasını istiyor. Kuzey Kore açmıyor, ilişkiler krize giriyor. 11 Eylül’den sonra Bush ‘Şer Ekseni’ni açıklıyor (Kuzey Kore-İran-Irak).2003’te NPT’ den tamamen ayrılıyor. Zaten ayrılmak istiyordu, Şer Ekseni açıklaması bahanesi oldu.
ABD tekrar müzakere başlattı. Tek başına yapamayacağını anlayınca 6’lı Görüşmeleri başlattı: ABD, Rusya, Çin, Japonya, Güney Kore, Kuzey Kore. Görüşmeler hala devam ediyor.
- Çin neden Güvenlik Konseyi kararlarını veto etmedi?
Eğer gerilim tırmanırsa ABD, Kuzey Kore’ye müdahale edebilir ve müttefik edinebilir. Güney Kore gibi üs açabilir, İnsanlar kitleler halinde Çin’e iltica edebilir, bölge silahlanabilir. Eğer Kuzey Kore böyle devam ederse Güney Kore ve Japonya da silahlanacağını açıkladı.