Çin Halk Cumhuriyeti .. Çin’in rejime katılımı kıymetli, girmemesi de bir o kadar kötü bir durumdur. BM’de veto hakkı var. Çin kapalı bir kültüre sahip ve rejimlere girmede aşırı isteksiz fakat zamanla bu değişiyor.
Çok kapalı bir toplum olmasının nedeni ‘’egemenlik devri’’ korkusunun olmasıdır. Rejim; işbirliği, ortaklık demektir. Çin’de buna bağlı olarak egemenliğinden taviz vermiyor. 1980’lere kadar egemenlikten taviz vermiyor.
Çin’in rejimlere katılması için diğer büyük devletler, Çin’e bağlayıcılık tanımamaktadır. Çin, Asya’da söz sahibi olmak niyetindedir buna bağlı olarak ASEAN’a üye olmuştur.
2003 ‘te Kuzey Kore ile nükleer kriz ortaya çıkmıştır. Kuzey Kore NPT’e taraf olmuş fakat bu antlaşmadan çekildiğini ve nükleer denemelere devam edeceğini bildirmiştir. Bu sorunla ilgilenen altı tane devlet vardır. Kuzey Kore, Güney Kore, Japonya, Rusya, ABD ve Çin. Altılı müzakereler olarak bilinen bu müzakere, Çin’in kabuğunu kırıp uluslararası politikada etkili olmaya başladığını göstermektedir. Geleneksek politikasını bozarak bu işe dâhil oluyor. Diplomatik müzakere oluşturuyor.
Kuzey Kore, ABD ve Japonya ile ilişkilerinin normalleşmesi kapsamında nükleer silah üretmemeye ikna ediyor. Demokrasiler rejimler için çok önemlidir. Çünkü kontrol mekanizması fazladır.(Medya / Kamuoyu)
ABD, 11 Eylül’den sonra Kuzey Kore’yi ‘’Şer Ekseni’’ ne dâhil etti. Şer Ekseni; Irak, İran ve Kuzey Kore’den oluşmaktadır.
Çin’in, Kuzey Kore’yi ikna etmesi büyük bir başarıdır.2009’da Kuzey Kore, Uluslararası Atom Enerji Kurumu üyelerini sınır dışı ediyor.
Uluslararası rejimlerin kuralları;
- İşbirlikçi kalkınma
- Karşılıklı bağımlılık
- İnsan hakları
- Ortak güvenlik
- Eşitlik
- İç işlerine karışmama
Çin’i yöneten politikacılar geleneksel yöntemlerle ülkeyi yönetmektedir. Çin’in iç egemenlik ve dış egemenlik ayrımı yoktur. İç işlerine karışmama ve devlet egemenliği ilkesini benimsemiştir.
1912 yılında bağımsız olan Çin Cumhuriyeti, 1947 ‘de ulusalcıların ve komünistlerin iç savaşına tanık oluyor. 1949’da Çin Halk Cumhuriyeti kuruluyor. Çin Cumhuriyeti ise Tayvan’a kaçıyor. 1949-1971 yılları arasında BM Güvenlik Konseyi üyesi olan Çin Cumhuriyeti, 1971’den sonra Çin Halk Cumhuriyeti Konsey’e giriyor.
Çin Halk Cumhuriyeti veto hakkını kazandıktan sonra rejimlere katılımı artıyor. Çin aynı zamanda kendi ilkelerinde vazgeçmiyor. BM şartındaki normlara dayanarak kendi çıkarlarının göbeğinde duruyor. Dayandığı hukuki zemin BM Şartı.
BM Şartı
- Egemenliğe toprak bütünlüğüne karşılıklı saygı
- Karşılıklı saldırmazlık
- İçişlerine karışmama
- Eşitlik ve karşılıklı fayda
- Barış içinde bir arada yaşama
Çin ilk olarak uluslararası ekonomik rejimlere giriş yaptı. 1980’de Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu (IMF) ‘na üye oldu. Çin’de ekonomik olarak güçlü isen, dünya ticaretinde söz sahibi isen kimsenin kendisine dokunamayacağı düşüncesindedir.
1990’lara kadar Çin Dünya Bankası’ndan en fazla borç alan ülkedir. 2001’de Dünya Ticaret Örgütü’ne üye oluyor. Çin küresel ekonomiye dâhil olmuştur. SOFT yani YUMUŞAK konular ekonomi, sosyal konulardır. HARD yani SERT/AĞIR konular ise askeri ve siyasi konulardır. İlişkiler burada başlayıp sarmal etki yaratır.
GÜVENLİK
1970’lerin sonundan itibaren Çin ne Doğu Blok’una ne de Batı Blok’una dâhil oldu. Üçüncü bir blok yaratmaya çalıştı: Bağlantısızlar.
Çin tek kutuplu dünyayı engellemeye çalışıyordu. Çok kutuplu bir dünya istiyor. Diğer devletlerin bir köşeye çekilip beklememeleri gerektiğini söylemiştir. Çin güvenlik rejimlerine katılıyor. BM Barış Güçlerine katılıyor. Silahsızlanma antlaşmaları, nükleer silahsızlanma antlaşmalarını imzalıyor. 2008’de barışçı güçlere, askeri mühimmat, gözlemci gönderen 14.ülke oldu. Veto hakkı olan diğer ülkeleri de geçiyor. Kamboçya, Somali, Doğu Timor’a asker gönderiyor.
Komşu ülkelerinden tedirgin olan Çin tüm barış güçlerine katılıyor. Çevre ülkelerindeki silahsızlanmayı en aza indirmek için böyle bir yol izlemiştir.
İNSAN HAKLARI
Çin’in insan hakları karnesi çok düşüktür. ABD, Çin’e en çok gözetilen ulus statüsü vermiştir. ABD 1993’te insan hakları, demokrasiyi savunuyor. Çin’e gerçekten insan hakları konusunda bir gelişme göstermezse statüsünü geri alacağını söylüyor. 1989’da İnsan Hakları için kırılma noktasıdır: Tiamennen Katliamı.