Demokrasi fikrin bileşenleri nelerdir. Mesela bir tanesi halk egemenliği değil midir? Bir diğeri bireysel hürriyetler, özgürlükler, insan hakları, hukuk devleti, sosyal devlet, basın ve ifade hürriyeti. Mesela bir yere demokrasi diyoruz ama orada basın özgürlüğü yok bu mümkün müdür sizce? Tabii ki de değil dolayısıyla demokrasi temel hak ve hürriyetleri esas alan bunları hukuk devleti çerçevesinde koruma altına alan basın ve ifade hürriyetinin önceleyen çok temel bir yönetim biçimidir demokrasi.
Bunların içerisinde biz bir tanesini dersler ile ilişkilendiriyoruz. Basın ve ifade hürriyeti genellikle bazı kitap ve kaynaklarda, basın hürriyeti demokrasilerin beşinci kuvveti olarak nitelendirilir. Gazete, radyo, televizyon vb. şimdi bu çerçeveden baktığımız zaman bir tarihsel kesit almamız gerekiyor kendimize -ki onun üzerine değerlendirelim. Şimdi ise medya ve demokrasi kavramının Soğuk Savaş sonrasında yani 1990 ve sonrasında süreçte inceliyoruz. Yani üçlü tipoloji de hani vardı ya Pre modern, modern ve post modern biz bir başka açıklama yapmıştık post modern işte şimdi orası sanayi devrimi öncesinden nasıl bir dönemdir. dünyada pre modern dönemdir yani modernite öncesi dönemdir. Sanayi devrimi ve sonrası bütün 19 ve 20 yüzyıl modern dönemdir. Soğuk savaşın bitişi ile beraber dünyada yeni bir tartışma başlamıştır. modernitenin aşılması sorunu yani post modern dönemdir, şimdi modernitenin aşılması ne demek? Postmodernite ne demek? Post moderniteyi demokrasi medya basın ve ifade hürriyeti çerçevesinde yerleştirmek ne demek? şimdi bizim buna bakmamız lazım arkadaşlar en temelde özünde postmodernite bütünden öte parça demektir. Zira modernitede parçaya değil bütüne odaklanılır. postmodernite ise parça üzerinden gidiyordu. 1990 öncesinde ve 90 sonrasında nasıl bir siyasal tercih yapısı vardı. Partiye bağımlılık gitmiştim partizanlık bitmişti daha açık bir ifade ile insanlar kendi kimliklerini ve aidetlerini bütün xix ve xx Yüzyıl boyunca bir partiye bir ideolojiye (körü körüne bağlanma) endeksleme alışkanlığından şimdi çok değişken çok farklı zaman zaman siyasi bir zemin üzerinden hareket edebilen bir siyasal tercihler mekanizması onun yerini aldı. Elbette ana akım siyasetler hala devam ediyor mesela Merkez sağcı Ya da sosyal demokratlar gibi ama insanların ana akım siyasi tercihleri bulunmaları örneğin soğuk savaş dönemindeki gibi tamamen ideolojik tamamen siyasal kaygılarla değil şimdi en başta gündelik kaygılarla gündelik kaygıların daha açalım ismini koyalım. Ekonomik kaygılar İnsanların siyasal tercihleri değişti oy verme grafikleri değişti. Peki, insanlar oy verme tercihleri bile böylesine ideolojik bir kamplaşmalardan çıkartıp zamana, mekâna göre değişim Hale getirdilerse Post modern dir. Peki, sen bu post modern kitleye nasıl ses vereceksin sen bu kitleyi Nasıl Yönlendirecek sin senin de değişmem lazım Siyasi parti kampanyaları değişmesi lazım söylemlerin değişmesi lazım medyayı İnterneti sosyal medyayı Kullanma şekillerinin değişmesi lazım ki kazanabilirsin.
Toplumları ve bilgiyi yönlendirmek medyayı bunun için araç olarak kullanmak isteyen otorite(Devlet) bu değişen şartlara göre pozisyon almak mecburiyetindedir. Nedeni ise Temel amacı olan yönlendirmeyi, insanları bir bilgi üzerinden bir noktaya kanalize etme Kaygısını gerçekleştirebilsin. Zamanın Ruhuna Değişimine direnerek Hatta ve hatta ona meydan okuyarak Böyle bir yönlendirmeyi başarabilmek bugünün dünyasında mümkün değildir.
Ya bilgiyi topluluğu yönlendirme kaygısından uzaklaşacaksınız ya da bu düzene ayak uyduracak işte Postmodernizmin yani Doksanlar sonrası dünyanın medya ve Demokrasiyi tartışmaları bu söylediğim Bağlam üzerinden gerçekleşti. Biz bu yeni Dünya düzenine ve kitlelerin aldığı bu yeni pozisyonları Yani artık ideolojilerden sıyrılmaya nasıl bir yaklaşım geliştirelim de bu insanları hem yönlendirebilirim hem de bu insanları belli bir siyasi tercihe kanalize edebilelim. Soru bu işte ne yapalım İnsanlar gündelik kaygılarından oy değiştiriyor bunu biliyoruz. Yani ekonomik kaygılar peki seslenelim biz bu insanlara refah vaat edelim iki iyi bir gelecek vaat edelim. Bu insanlara var olan sorunları bildiğimizi var olan sorunları tespit ettiğimizi tespit ettiğimiz sorunlara getirdiği çözüm önerilerinin neler olduğunu anlatalım ve bu çözüm önerilerini hayata geçirilecek olursa herkesin refah seviyesinin yükseleceğine bu insanlara inandıralım. Nasıl yapalım tek tek mi konuşalım insanlarla tabii ki de hayır Medyayı kullanalım.
İnsanlara iyi bir gelecek Vaat Edeceğiz insanlara refah var edeceğiz son olarak da insanlara güvenlik vaat edeceğiz.
Aynı zamanda güvenliğin olmadığı bir yerde Refahın olması mümkün değildir. Güvenlik ve hukuk devletinden vazgeçerseniz yabancı sermaye kaçırırsınız ve elinizdeki yabancı yatırımları da kaçırırsınız. Hukuk devletinden söz edemiyorsam sermaye yoktur sermaye olmadığı bir yerde yatırım yoktur Hukuk devletinin olmadığı bir yerde güvenlik yoktur temel hak ve hürriyetler sıkıntılı burada refah ve kalkınmışlık olması mümkün değil. Unutmayınız modernite bütüne postmodernite parçaya bakar. İdeolojiler üzerinden tercihte bulunmak bütüne bakmaktır. İdeolojiler üzerinden Tercih yapsaydık Fransa’da şu an Sosyalist Parti de ilk iki parti arasında girerdi kimse babadan Sosyalist değilmiş kimse babadan Menderesçi Özalcı değil bak herkes kayıyor.
Şimdi medya Demokrasisinin Post modern dönemde Yani 1990’larda döneminde birkaç Temel Prensip özelliği var onları söyleyeyim. 1: post modern dönemde yüz yüze iletişim yoktur medya vardır. 2: seçim kampanyaları dışında Yerel siyasi faaliyet yoktur. 3: kampanyalara ayrılan fonların Büyük bir kısmı medya ve Kitle iletişim araçlarına harcanır. 4: siyasal mesajların kuvvet kazanmasında görünüm önem kazanmıştır yani namı diğer karizma. Liderlerin televizyonun kullanma becerisi son derece önemli sürekli görünür olacaksın 5: Liderlerin söyledi sözlerden daha çok nasıl söylediği daha önemli 6: Tarihin ilk döneminden olduğu gibi şimdi de kampanyanın merkezinde medyayı yönlendirme vardır ve 7: Sonuncusu artık siyasal kampanyalarda Profesyonellerden iletişim danışmanlarından yardım alınmaya başlanacaktır. Bu prensipler Medya demokrasinin 1990’larda sonraki prensipleridir, ana ilkeleridir. Medya demokrasi ile ilgili iki isim vardır Bunlar bilinecek ilki John Keane bir diğeri ise Donald Swanson.
Günümüzde bazı şirketler ortaya çıkmıştır mesela çevreyi koruma için Greenpeace neye odaklanıyor. Küresel ısınma doğa çevre artık parçalara odaklanıyor. Bütün içerisinde bir parça işte bu Postmodernizimdir. Mesela Kadın hareketi Bu çağın bir meselesi mi Hayır 19 yüzyılın ortasında bu dünyada Batı Avrupa kaynaklı bir kadın hareketi var. Peki, 19 yüzyıl kadın hareketleri temel özellikleri ile ne söylüyordu eşit işe eşit ücret diyordu şimdiki kadın hareketi ise kadına şiddete hayır. Bu günümüz kadın hareketlerinde Bir sürü grup var. Kimisi çocuk yaşta evliliğe Hayır diyor kimisi Kadına şiddet meselesi töre cinayetleri ve benzeri çok genel bir kadın sorunu çerçevesi içerisinde belli parçaları çekip alıp onun üzerine örgütlenmek onun üzerine çalışmalar faaliyetler üretmek yani dertleşmek. Yani sivil toplum hareketi başlatmak yani demokrasi.
Kitle iletişim araçlarını o kadar gelişti ki ilk defa Ortadoğu’da bir darbe Saat verilerek yapıldı. Saat 6’da General Sisi bir açıklama yapacaktır denildi. Yayın başladı Sisi çıktı. Biz ordu olarak yönetime el koyduk dedi. Devrik Cumhurbaşkanı şu an gözetim altındadır. Şunlar kutlanmıştır. Şu dernekler kapatılmıştır. Belli bir süre sonra normalleşmek üzere Mısır’da ordu yönetime el koymuştur ve sıkıyönetim ilan edilmiştir denildi. Bu şimdi post modern bir darbedir çünkü saat verdi gördüğünüz gibi çevre hareketinden tuttun küreselleşmeden kadın hareketinden, işte bu postmodernitedir. İşte bu yaşananlar soğuk savaşın bitişiyle yeni dönemi girdiğimizi gösteriyor. Bu dönem postmodernitedir.
Yazar: Anonim