Çin’in Wuhan kentinde 2019 yılında ortaya çıkan ve hızla küresel bir salgın olarak yayılan Covid-19, varolan dünya düzenini temelinden sarsmıştır. Salgın tüm sektörlerde kendini belli etmiş ve küresel ekonomiyi de darboğaza sürüklemiştir. Pandemi her alanda birçok olumlu ya da olumsuz sonuçlar doğurmuştur. Birçok devlet gelişen teknolojiyi yönetim şekillerine adapte etmiş ve hatta teknolojiden doğan dijital bir rejim geliştirmiştir . Çin bu dijital rejimi uygulayan en iyi örneklerden biridir. Söz konusu rejime karşı tutum sergileyen gruplar, bu rejimi ‘dijital diktatörlük’ olarak adlandırmışlardır. Bu analizde, dijital diktatörlük olarak adlandırılan rejimin örneğini 2020 yılında hayata geçiren Çin’i değerlendireceğiz.
Dijital Diktatörlük Nedir?
Dijital diktatörlük; baskıcı rejimler tarafından bilgi teknolojilerinin yerli ve yabancı unsurları gözetlemek, bastırmak ve manipüle etmek amacı ve kullanımı ile ortaya çıkan rejimin adıdır. Bu rejim, baskıcı ve otoriter bir rejimin modern teknolojiler ile kontrolü tamamen ele geçirmesi ile ortaya çıkar. Çin’in liderliğinde bugünün dijital otokrasileri, uzun süredir devam eden otoriter hayatta kalma taktiklerini güçlendirmek için teknolojiyi kullanıyor. Eskiden bir deneğe veya kurbana ihtiyaç duyulurken otokrasiler internetten ve diğer yeni teknolojilerden yararlanıyor. (1)
Çin Dijital Otokrasiyi Nasıl Uyguluyor?
Yaklaşık 200 milyon kamera neredeyse Çin’in bütün sokaklarını izlemekte ve tüm bilgiler devlet tarafından merkezi biçimde işlenmektedir. Sokağa çıkan herkes yüz tanıma teknolojisi ile tespit ediliyor. Hatta kameralar kişileri sadece yüzden değil, arkadan ve sırttan dahi tanımlayabiliyor. Yapay zeka uygulamaları öyle gelişmiş ki kameralar kişilerin ruh hallerini (kızgın, sevinçli, üzgün vb.) tespit edebiliyor.(2) Herkesin yürüme şekli, kol ve bacak koordinasyonunun farklı olduğu bilgisi üzerinden hareket eden sistem, edindiği bilgileri bir havuza topluyor. Daha sonra sadece arkadan görülen bir şahıs tespit edilmek istendiğinde, kişi havuzda bulunan örneklerle karşılaştırılıyor ve eşleşme yapılıyor. Çin Komünist Partisi’ne göre, sistem ” güvenirlerin cennetin altında özgürce dolaşmasına izin verirken, itibarsızların tek bir adım atmasını zorlaştıracak”.(3) Yapay zeka uygulamaları ile teknolojinin de yardımıyla kolaylaşan takipler ve kişisel veri denetimleri, devlet karşısında kişisel özgürlüklerininin kısıtlanmakta olduğunu düşünen vatandaşlar ile güvenlik açısından yararlı olduğunu düşünen vatandaşlar olarak halkı iki gruba bölmüş bir durumdadır.
Çin Vatandaşlarına Sosyal Kredi Uygulaması
Çin tarafından geliştirilen sosyal kredi sistemine göre her vatandaşa bir sosyal puan veriliyor. Sosyal puanları düşük olan vatandaşlara uygulanacak işlemler ve yaptırımlar; uçağa ve trene binememek, internet hızının düşürülmesi, vatandaş ve çocuklarının iyi okullara gitmesi engeli, geliri ve statüsü yüksek işlerin engeli, iyi otellerde konaklayamama, hatta bir ilan panosu ya da web sitesinde kötü vatandaş olarak ilan edilmesi gibi başlıca uygulamalardır. Faturaları zamanında ödemek, vergileri düzenli vermek, sivil toplum kuruluşlarına katılmak ise puanların yükselmesinde birer etmen.(4) Söz konusu sosyal kredi sistemi, Batı medyası tarafından olumsuz bir şekilde değerlendirilmektedir ve Çin vatandaşlarının nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunun bilinmediği düşünülmektedir. Sistemi savunanlar bu puanlar sayesinde kurumların ve hizmet yerlerinin daha hijyenik ve güvenli olacağını iddia etseler de bu fikre karşı çıkan da çok fazla insan vardır. (5) Shangay merkezli pazarlamacı Joyce Hu: ”Uzun vadede vatandaşların yaşam kalitesini arttırmaya yardımcı olacak gibi görünüyor.”dedi ve ekledi; ” Gizliliğimi ihlal etmediği sürece benim için bir sorun yok”.(6) Bu pekte mümkün görünmüyor..
Dijital alanda liberal demokrasi ve otoriterlik arasında bir mücadeleyle karşı karşıyayız. İsrailli tarihçi Yuval Harari , insanlığın “dijital diktatörlüğe giden yolda” olduğunu söylüyor . Devasa gözetim, yapay zeka ile birleştirilmiş büyük veriler, milyarlarca insanı izlemeyi ve kontrol etmeyi her zamankinden daha kolay hale getiriyor. The Atlantic’te yazan Harari, “20. yüzyıldaki otoriter rejimlerin ana handikapının – tüm bilgi ve gücü tek bir yerde toplama arzusunun – 21. yüzyılda nasıl belirleyici bir avantaj haline gelebileceğine” işaret ediyor.(7) Çin Komünist Partisi’nin uyguladığı bu rejimde tek amaç halkı kontrol altında tutmak değil elbette. Çin, teknolojik standartları belirleyerek ve diğer ülkelerin dijital dünyasını kontrol altına alarak bir “dijital İpek Yolu” meydana getirmek istiyor. Diğer ulusların dijital altyapısını kontrol eden Çin, istihbarat operasyonları, elektronik gözetleme ve jeopolitik etki için bu stratejik pozisyonu kullanabilmektedir. Ne de olsa, bu dijital altyapılar genellikle Çin’in önemli verilere erişmesine izin veren “arka kapı mekanizmaları” ile birlikte gelir.(7)
Netice itibariyle, Çin Covid-19’un etkisiyle dijital otoriterizmin altyapısını sağlamlaştırmış, halkın birtakım değerlerini kullanarak benimsetmiş ve insan hakları gibi itirazların kullanılmasının önüne geçmiştir. Ayrıca, Çin Komünist Partisi teknolojiyi muhalif partileri bastırmak için de kullanmaktadır. ‘Nette Özgürlük’ raporunda bu yıl Çin, art arda yedinci yıl internet özgürlüğü için en kötü koşullara sahip ülke oldu.(8) Çin’in diğer milletlerdeki dijital altyapıya ulaşabilmesi diğer devletler için birer tehdittir. Gelecekte muhtemelen Çin’in yaşamış olduğu deneyimler dünyaya yayılacak ve bu durum karşısında devletlerin tutumu önemli hale gelecektir. Gizlilik ihlallerinin, halkın gözetlenilmesi gibi durumların yaygınlaşması, bir süre sonra normal bir olgu haline gelebilir. Gelişen 21.yüzyıl teknolojisinde devletlerin ‘Çin modeli tekno-otokrasisi’ne alternatif bir yol mu bulacağı, yoksa söz konusu insan hakları ihlallerini meşrulaştırarak tıpkı Çin gibi uygulamaya mı sokacağı merak konusudur..
Ayşe Nurkan Özyürek
KAYNAKÇA
(1) https://savunmasanayiguncesi.blogspot.com/2020/05/dijital-diktatorlugun-yukselisi-ve.html
(2) https://www.kobiaktuel.com.tr/dijital-diktatorluk-makale,2770.html
(3) https://mindmatters.ai/2018/09/digital-dictatorship/
(4) https://savunmasanayiguncesi.blogspot.com/2020/05/dijital-diktatorlugun-yukselisi-ve.html