Kudüs Ortadoğu’da bulunan en eski şehirlerden biridir. Akdeniz ve Ölü Deniz’in Kuzey sınırında yer almaktadır. Kudüs Müslümanlık, Hıristiyanlık ve Yahudilik için kutsal kabul edilmektedir. Kudüs’ün Müslümanlar için önemi: İslam’ın ilk kıblesi ve ilk mescidi, Mescidi-Aksa’nın burada bulunuyor olmasıdır. Ayrıca Peygamber Efendimiz (s.a.v) ‘in Miraç hadisesi burada gerçekleşmiştir. Peygamberimizin, Miraç hadisesi sırasında ayağını bastığı kaya, Kubbet-üs Sahra’nın içinde yer almaktadır. Hıristiyanlar için önemi: Hz. İsa’nın burada çarmıha gerildiğine inanılmasıdır. Yahudiler için önemi ise: Hz. Davud’un kurduğu ilk İsrail Devleti’nin başkenti olması ve Hz. Süleyman’ın inşa ettirdiği Süleyman Mabedi’nin burada olmasından ötürü önemlidir.
Tarih 1917’de, Birinci Dünya Savaşı sırasında, İngiltere Dışişleri Bakanı Arthur James Balfour’un, Siyonistlerin başı olan Baron Walter Rothschild’e yazdığı bir mektupta, İsrail’e Filistin’de bir devlet kurma sözü vermiştir. Buna Balfour Deklarasyonu’da denilmektedir. Bu bildirgeden sonra Yahudiler, Filistin’e göç etmeye ve buradan toprak satın almaya başlamışladır. Bu durum bölgedeki Müslüman ve Hıristiyan Araplar ile Yahudilerin sayısını değiştirmiştir.
1922 tarihinde, bölge İngiliz manda yönetimine devredilmiştir. Birleşmiş Milletler 1947’de, Filistinlilere sormadan bölgede bir taksim planı yapmışlardır. Yahudiler bu taksim planını kabul etmişlerdir. Filistinliler ise reddetmişlerdir. İngilizlerin 1947’de bölgeden kuvvetlerini çekmeleri ile birlikte, 1948’de İsrail Devleti kurulmuştur. Bu durum, bölgede bir belirsizlik ve çatışma ortamımı doğurmuştur. Böylece Arap-İsrail Savaşları başlamıştır. 1967’de Altı Gün Savaşları ile Mısır, Suriye ve Ürdün birlik olup İsrail Devleti’ne karşı saldırmışlardır. İsrail ordusu bu birlikleri dağıtmış ve Batı Kudüs’ten Ürdün’ün himayesinde olan Doğu Kudüs’e doğru ilerlemiştir. 1980 yılında İsrail Parlamentosu Kudüs’ü doğu ve batı olmak üzere İsrail’in sözde başkenti olarak tanımışlardır. Birleşmiş Milletler ise aynı yıl içinde Kudüs’ün İsrail’in sözde başkenti olarak ilan edilmesini tanımamışladır. 1990’lardan bu yana ABD başkanları, Yahudi lobisinin ve İsrail’in desteğini almak için, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyacaklarını vaat etmişlerdir. 1990 yılında ABD kongresi, büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması kararını almış ancak bu karar ertelenmiştir.
2002 yılında Filistin ve İsrail arasındaki güvenliği sağlamak amacıyla, İsrail başbakanı tarafından bir tampon bölge oluşturulmak istenmiştir. Ve bunun sonucunda Batı Şeria’yı Doğu Kudüs’ten ayıran 760km’lik bir duvar inşa edilmeye başlanmıştır. ‘’Utanç Duvarı’’ olarak da bilinen bu duvara Filistinliler ‘’ırkçı duvar ‘’ olarak da adlandırmışlardır. 2016 yılında UNESCO tarafından Mescid-i Aksa’nın, Yahudilikle bir bağlantısının olmadığı ilan edilmesine rağmen, 2016 yılında ABD başkan adayı Donald Trump, seçim vaadi olarak ABD büyükelçiliğinin, Tel Aviv’den Kudüs’e taşınacağını bildirmiştir. 6 Aralık 2017’de ise Donald Trump Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdığını açıklamış ve büyükelçiliği Kudüs’e taşıyacaklarını bildirmiştir. Bu karara dünya ülkelerinden tepki yağmıştır.
Donald Trump’ın bu kararı almasında etkili olan kesim Evanjelist Hıristiyanlardır. Bu kesim, Hıristiyanların baskın muhafazakâr kısmını ifade etmektedir. Bunlara göre, Hz. İsa’nın gelmesi için bazı şartların gerçekleşmesi gerekmektedir. Bunlardan en önemlisi, Yahudilerin Ortadoğu’da, büyük Yahudi devletini kurmaları gelir. Evanjelist Hıristiyanlar için Yahudiler kutsaldır. Bu sebeple, ABD ve İsrail ilişkilerini meşrulaştırmak için gerekli desteği sağlamaktadırlar. Böylece Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak tanınmasında, bu adımın hızlanmış olacağına inanıyorlardır. Donald Trump bu kararı ilan ederken, yanında bulunan yardımcısı Mike Pence de bir Evanjelist Hıristiyan’dır. Buna göre bu kararın alınmasında ABD’de bulunan Yahudi lobisi ve Evanjelist Hıristiyanların etkili bir gücü olduğu açıktır. Trump’ın bu kararı ile Ortadoğu’da yeni bir şiddet dalgasına yol açma tehlikesi oluşturacağı belirtilmektedir.