Cuma, Nisan 19, 2024
spot_imgspot_img

Top 5 This Week

spot_img

Related Posts

KÜRESELLEŞME ALGISI İYİ Mİ KÖTÜ MÜ?

Küreselleşme dünyadaki ekonomik düzeni etkilemekte ve bu değişim ile birlikte hükümetlerin uluslararası ticarete getirdiği vergi ve düzenlemeler giderek azalmaktadır. Bu durum örtülü olarak serbest ticareti desteklemektedir.

Uluslararası ticarette hükümetlerin rolünü anlamak için, şu örneği verebiliriz. Örneğin,% 100 Amerikan pamuklu bir t-shirt. Amerikan pamuğu daha iyi veya verimli olduğu için değil, ABD hükümeti pamuk üretimini desteklediği için t-shirt% 100 Amerikan pamuğu içerir. Bu noktada, bu pamuk Brezilya veya Hindistan’dan daha ucuzdur. ABD hükümeti sanayiyi, tarımı desteklediği kadar desteklemediğinden, Meksika, Vietnam ve Çin gibi düşük ücretli ülkelerde pamuk işlemesi ve dokuması gerçekleşiyor. Burada işlemler yapıldıktan sonra, Amerika’ya gönderiliyor. Bugünün uluslararası ticareti, uluslararası kurumlar ve uluslararası hükümetler nedeniyle çok anarşik bir yapı haline gelmiştir. Bu durum ülkelerin refah seviyesini etkilemekte ve reformlarını kısıtlamaktadır.
Günümüzde insanların çoğu kendi ülkelerinde değil başka ülkelerde doğmuşlardır. Hava ulaşımı, ucuzdur. Cep telefonları sayesinde uzaktaki yakınları ile iletişimde kalmak kolaydır. Gelişmiş ülkelerde endüstriyelleşmenin artmasına rağmen, zengin ülkelerde daha fazla ekonomik fırsat olduğu için göç artmaktadır. Başka ülkelerde çalışıp, evlerine para göndermeleri gelişen dünya ekonomisinin büyümesini destekleyen önemli unsurlardan biridir. İnsanlar dünya üzerinde yer değiştirdikçe, küreselleşme küresel anlamda karışma anlamına gelmektedir.

İnsanlar göç ettiklerinde edebi, sanatsal ve yemek kültürü anlamında geleneklerini geride bırakmıyorlar. Küreselleşen kültür, bugünkü kültürün büyük ölçüde Amerikalılaştırılması sebebiyle bir çelişki halini almıştır. Örneğin, Friends dizisinin 100 fazla ülkede yayınlanması ve MBA’nin Çin’de çok ünlü olması gibi. Bugün konuşulan lisan sayısı ve kültürel çeşitlilik daha az olmasına rağmen, bireylerin değişik kültürleri deneyimleme fırsatları daha çoktur. Örneğin, Bollywood filmleri, İsveç Hiphop’u, Brezilya pembe dizileri ve Congo futbol liginde olanlar. Bunların hepsine rahatlıkla erişimimiz var. Böylesi bir dünyada insanın kendisini büyük, güçlü ve yenilmez hissetmesi oldukça kolay olmasına rağmen son derecede tehlikelidir.
Küresel ekonomideki değişimler insanların psikolojisinin de değişimine neden olmuştur. Özellikle endüstrileşmiş yerlerde yaşayan üst sınıfların psikolojini değiştirmiştir. Üretim ve emeğin gerçekliğinden uzaklaşmış bulunuyoruz. Örneğin, KFC’ye her gittiğimizde bir tavuğu öldürmemiz gerekseydi, daha az tavuk yerdik. İnsanların psikolojisindeki başka bir değişim ise, küreselleşmede bireyselciliğin öneminin artmasıdır. Özellikle Büyük Buhran’ı ve İkinci Dünya Savaşı’nı görmüş nesiller, bireysel özgürlüklerinin kısıtlandığını savunmaktadır. Örneğin, asker olmama özgürlüklerinin elinden alınması ve herkesin zorunlu asker olması gibi. Küreselleşme ve insan nüfusunun artmasından, en çok çevre etkilenmiştir. Eldeki, tarım alanlarından alınan verim arttıkça, arazilerin çoğu tarımsal alana çevrilmeye başlamıştır. Bu da nüfusun artmasını sağlamıştır. Ağaçlar ve değerli yağmur ormanları katledilmeye başlamıştır. Bundan, en çok hiç şüphesiz amazon ormanları etkilenmiştir. Topraklarımızı sadece ürün elde etmek için değil artık küresel ekonomi için de kurban etmeye başladık. Örneğin, çiçekler küresel bir fenomen halinde kesiliyor, toplanıyor ve gönderiliyor. Çiçekler sayesinde insanlar ‘’özür dilemek’’ için bir maddi güce ve kaynağa sahip oluyorlar.
Küreselleşme sayesinde insanlar zenginleşti ve küresel her şeyi kullanmaya başladılar. Özellikle de enerjiyi. Bunun sonucu olarak da iklim değişmeye başladı. Maalesef giderek de hızlanıyor. Küresel ekonomi sıfır toplamlı oyun değildir. Yani, birinin daha zengin olması için diğerinin daha fakir olmasına gerek yoktur. Ama ekonomik büyüme, bugüne kadar gezegenimizdeki kaynakların sürdürülemez bir şekilde kullanılmasıyla sağlandı. Her ne kadar, zengin olan her insan, araba kullanmayı ve uçak seyahati yapmayı bir hak olarak görseler de, gezegenimiz 7 milyar uçak ve arabayı kaldıracak altyapıya sahip değildir. Bazı tarihçilere göre, ülkelerin küresel ekonomik ve kültürel anlamda bütünleşmesi birbirleriyle olan şiddet düzeyini minimuma indirmektedir. Ancak büyük ölçüde etnik ve küresel şiddet hala yaşanmaktadır. Örneğin; Uganda, demokratik Kongo Cumhuriyeti gibi. Küreselleşme şiddetin önüne geçememiştir.
Bu noktaya geldiğimizde, küreselleşmenin çevre ve ülkeler üzerindeki kötü etkilerini bir kenara bıraktığımızda, küreselleşmeyi iyi olarak görebilir miyiz? İşte bu noktada geleceği düşünmek zorundayız. Çünkü eğer bir süper böcek tüm ticaret yollarını gezerek, insanların hepsini öldürecek olursa, küreselleşme insanlık tarihini ortadan kaldıracağı için, sonuçta küreselleşme çok kötü bir şey olur. Eğer iklim değişikliği hızlanmaya ve milyonlarca insanın evlerini başka yerlere taşımalarına, büyük ölçekli açlıklara ve sellere sebep olmaya devam ederse insanlık tarihinin bu dönemini keyfine düşkün, dar görüşlü ve yıkıcı bir dönem olarak hatırlayacağız. Bunun dışında dünyaya yaklaşmakta olan bir göktaşını, bütün küresel teknolojileri kullanarak durdurmayı başarabilirsek de küreselleşmenin ne kadar iyi olduğunu düşünebiliriz.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popular Articles