2018 Ocak. Mevsim kış, haliyle hava da Nazım Hikmet’in Kerem Gibi şiirinde geçtiği gibi; ‘kurşun gibi ağır.’ Tıpkı ısının düşük olduğu ortamda su molekküllerinin birbirine yakınlaşması gibi, soğuk hava şartlarıyla mücadele etmek canlılar arasında da dayanışma gerektiriyor. Ne yani, Avrupa Birliği’nin ortak dış ve güvenlik politikası oluşturma sürecinde attığı PESCO adımı, soğuk havalar hasebiyle midir? diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Elbette hayır. Yani Avrupa Birliği’nin PESCO adımı uluslararası arenada esen soğuk rüzgarlarla ilintili, ama maalesef bu hava o hava değil.
Galileo dünyanın döndüğünü söylemişti. Efendim muhakkak öyledir. Bu konuda fen bilimlerine inancımız tam. Fakat biz sosyal bilimcilerin ilgilendiği esas mesele, uluslararası sistem bazında değişen dünyayı anlamlandırmaya çalışmaktır. Öyleyse sizleri de daha fazla oyalamadan geçelim konumuza.
Uluslararası sistem sürekli olarak bir değişim halinde. Uluslararası güvenlik algılamaları da sistemle beraber değişmekte olan bir dal. Özellikle son 50 yılda Teknoloji ve Enformatiğin gelişimiyle beraber bu değişime ayak uydurmak, değişimi yakalamak gittikçe zorlaşıyor. Bizim yoğunlaşmamız gereken son yıllar da bunun bir tezahürü olsa gerek.
Değişen bu güvenlik ortamı ışığında, Avrupa Birliği (AB), çeşitli antlaşmalar imzalayarak ya da çeşitli zirvelerde kararlar çıkartarak dış politikada ortak tutum ve ortak güvenlik politikası oluşturma hayaliyle birçok kez adım atmış fakat net bir başarı elde edememişti. Fakat bu alanda yaşanan tüm gelişmeler gelecek adına umut vericiydi. Bir bakıma, yerinde saymaktan iyiydi.
Bu hayali gerçeğe dönüştürme amacıyla, AB Dış ve Güvenlik Politikası Küresel Stratejisi (EUGS), güvenlik ve savunma alanında daha yakın bir işbirliği süreci başlattı. Üye Devletler, Avrupa Birliği’nin bu alandaki çalışmalarını hızlandırmaya karar verdiler ve güçlendirilmiş eşgüdüm, savunma yatırımları ve savunma yeteneklerinin geliştirilmesinde işbirliğinin artırılması için PESCO (Daimi Yapısal İşbirliği Savunma Antlaşması) imzalandı.
Dolayısıyla PESCO, AB üyesi devletler arasında savunma işbirliğini derinleştirmek için imzalanmış bir antlaşmadır ve amacı savunma yeteneklerini ortaklaşa geliştirmek ve bunları AB’nin askeri operasyonları için kullanılabilir kılmaktır. Bu süreç AB ordusu oluşturma sürecinde önemli bir adım olarak değerlendirilebilir. Nitekim AB Dışişleri Yüksek Komiseri Federica Mogherini, antlaşmayı AB açısından ‘tarihi bir an’ olarak nitelendirmiştir.
‘Peki PESCO’nun Avrupa Birliği’nin bu alanda bu zamana kadar yaptığı işbirliği antlaşmalarından farkı nedir?’ diye soracak olursanız, cevabı üye devletlerin üstlendiği taahhütlerin bağlayıcı niteliği olacaktır. Fakat bununla birlikte katılımın gönüllü olduğu ve karar almanın katılımcı üye devletlerin tekelinde olduğu hususu gözlerden kaçmamalıdır.
PESCO, Konsey Düzeyi ve Projeler Seviyesi olmak üzere iki katmanlı bir yapıya sahiptir. Konsey Düzeyi’ni incelediğimizde Üye Devletlerin taahhütlerini yerine getirip getirmediğini belirlemek için değerlendirme mekanizması da dahil olmak üzere, genel politika yönlendirmesine ve karar verme sorumluluğundan sorumlu olduğunu görürüz. Ayrıca PESCO’nun etkinliği, geliştirdiği projelerle ölçülecektir. Her proje, proje yönetimine ilişkin genel kurallara paralel olarak, katkıda bulunan Üye Devletler tarafından idare edilecektir.
Avrupa Konseyi’nin rehberliğinde, PESCO’nun kurulması için üç önemli adım şu anda başarıyla tamamlandı. İlk olarak üye devletler, Eylül 2017’de, Antlaşma’nın 10. Protokolünün ana alanlarında, özellikle de savunma yatırımları, yetenek geliştirme ve operasyonel hazırlık konularındaki ortak taahhütlerin bir listesini sundular. Ardından 13 Kasım 2017’de 23 Üye Devletin Bakanları, PESCO hakkında ortak bir bildiri imzalayıp Yüksek Temsilciye ve Konsey’e teslim ettiler. Bu ortak bildiri PESCO kurmak için ilk resmi adım olarak tanımlanabilir. Bildiri özellikle hukuki çerçevenin bağlayıcı ve kapsayıcı karakterinin altını çizen, üye ülkelerin üstlenmeyi taahhüt ettiği bağlayıcı ortak taahhütlerin yanı sıra PESCO yönetişimine ilişkin önerileri ortaya koymaktadır.
Son olarak 11 Aralık 2017’de Konsey, PESCO’yu ve katılımcı listesini oluşturan kararı kabul etti. İrlanda ve Portekiz’in de katılma kararı ile birlikte toplam 25 Üye Devlet PESCO’ ya katılmaya karar verdiler. Katılan üye devletler ayrıca yetenek geliştirme alanında ve Avrupa Tıbbi Komutanlığı, AB Eğitim Misyon Yeterlilik Merkezi, Siber Hızlı Yanıt Ekipleri ve Karşılıklı İşletim boyutunda 17 Ortak PESCO Projesini tanımlayan bir bildiri de kabul ettiler.
PESCO’da geliştirilen askeri kapasiteler üye devletlerin sahipliğinde olduğundan, BM ve NATO gibi alanlarda da bu kapasiteler kullanılabilir statüdedir. Bu karar ulusal egemenlik tartışmaları dahilinde yapıcı bir adım olarak değerlendirilebilir. Ayrıca PESCO, şu anda Avrupa Savunma Sınai Kalkınma Programı kapsamında geliştirilmekte olan Savunma Konusunda Yeni Eşgüdümlü Yıllık İnceleme (CARD) ve Avrupa Savunma Fonu (EDF) ile yakından ilişkili olarak tanımlanmıştır.
PESCO’ya şuan için üye devletler; Avusturya, Belçika, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Hırvatistan, Kıbrıs, Estonya, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, Macaristan, İtalya, İrlanda, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Hollanda, Polonya, Portekiz , Romanya, Slovenya, Slovakya, İspanya ve İsveç’tir.
Gelecekte PESCO Projelerinin sahada nasıl işlediğine şahit olacağız. Bakalım, hayırlısı…
Pes Etmek Yok, PESCO Var!
Date: