Şu sıralar adından sıkça söz edilen Kuzey Kore’nin geliştirdiği nükleer silahlar uluslararası gündemde yankı bulmaya devam ediyor. Kuzey Kore bölgede varlığını ve devlet bekasını korumak için silahlanma yarışına dâhil olmuş dersek yanlış bir analizde bulunmuş olmayız. Bunun için arka plana bakmamız gerekecek. Son dünya savaşından bu yana iki ayrı dünyalarda yaşayan Kuzey ve Güney Kore’nin arasındaki gerilim gittikçe derinleşmekle birlikte bu gerilim bölgedeki diğer devletlere de sıçramıştır. Kuzey Kore’nin ABD’yi ‘’yok etme’’ planları arasında kalan Japonya’da sert güç arayışları içine girmiştir. Bu tehdide karşı Japonya ve ABD ittifak kurmakla beraber BM yaptırım çağrılarında bulunmuşlardır ve bulunmaktadırlar.
Uzak Doğu’daki mücadelenin temel yapı taşlarından biri olan Kore yarımadası II. Dünya Savaşı sonunda Sovyetler Birliği ve ABD tarafından tıpkı Almanya gibi ikiye bölünmüştür. Bu ikiye bölünüş birçok sorunu beraberinde getirmiştir. Kore Yarımadasının 38.paralelin kuzeyinde kalan bölge Kuzey Kore, güneyinde kalan bölge Güney Kore olarak adlandırılmıştır. Kuzey kısmı Sovyet etkisinde kalmıştır. Bu da Kuzey Kore’nin komünizmi benimsemesine nedendir. Güney kısmı ise ABD etkisinde liberalizmi benimsemiştir. II. Dünya Savaşı ardından ABD’nin, Japonya’nın Nagazaki ve Hiroşima kentlerine atom bombası kullanmasının ardından Kuzey Kore tedirginlik içinde Japonya’nın koşulsuz ABD’ye teslim olmasını izledi. Bunun ardından Kuzey Kore, Kore yarımadasını yıllarca zulüm içinde bırakan Japonya’nın durumuna düşmemek adına, kendi varlığını sürdürmek adına silahlanmaya başlamıştı. 1950’li yıllarda Amerikalı bazı yetkililerin Kuzey Kore’ye de atom bombası kullanılacağını öne sürmesi üzerine, Kuzey Kore artık silahlanmasını iki katına çıkartmaya başlamıştı. Ayrıca yarımadanın diğer kısmındaki Amerikan varlığı Kuzey tarafını oldukça rahatsız ediyordu.
Peki, Kuzey Kore nükleer tesislerini nasıl kurdu? Bunun cevabı çok basit. Japonların adayı ilhak ettiği dönemlerden kalma sanayi altyapısı bulunan Kuzey Kore, ilk tesislerini Sovyetler Birliği yardımıyla 1965’te kurdu. 70’li yıllarda SSCB yardımıyla çalışmalar devam etmiş, 1980’e gelindiğinde Yongbyon’da ilk nükleer inşasına başladı. ABD kaynaklarına göre 1985’te Pyongyang’ın yakınında bir nükleer reaktör olduğunu yayınlamıştır. Bunun üzerine barışçıl amaçlarla kullandığını dile getiren Kuzey Kore, uluslararası baskılar sonucu 1985’te Nükleer Silahların Azaltılması Antlaşması (NPT) ‘na taraf olmuştur. Fakat bu taraflılık pek uzun sürmeyecekti. NPT’e taraf olan devletler, ülkedeki tesislerin araştırması için bazı yetkililere izin vermekle yükümlüydü. Kuzey Kore bunu yapmadı ve Uluslararası Atom Enerji Ajansı ile bir antlaşmaya varamamıştır.
1993’te çok fazla nükleer yakıta sahip olduğunu belirten bir rapora karşılık NPT’den ayrılacağını söyleyen Kuzey Kore yapılan görüşmeler sonucu NPT’den ayrılmamıştır. ABD, Kuzey Kore’ye Uluslararası Atom Enerji Ajansı’na tesislerini denetime açması için iki tane enerji üretimi amaçlı Su Reaktörü kurmasına söz vermiştir. Ayrıca bu reaktör için Güney Kore’de yardımda bulunmuştur. Bunun sonucunda da Çerçeve Antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşmanın hükümlerine göre geliştirilmeye çalışılan silahların gelişimi durdurulacak, elindeki silahların sayısı belirtilecek ve UAEA denetimine tabii tutulacaktı.
ABD’yi derinden sarsan 11 Eylül terör saldırısı, dünyadaki gidişatı değiştireceği gibi Kuzey Kore içinde bir dönüm noktası olmuştur. 11 Eylül’ün ardından Amerikan başkanı Bush, Ortadoğu coğrafyasına yönelmiş, Asya –Pasifik’i ihmal etmiştir. Bu boşluktan yararlanan Kuzey Kore nükleer silah programını başlatmış, UAEA üyelerini ülkeden çıkartmıştır. Uluslararası arenada sert gücün etkili olmaya başladığı dönemde Başkan Bush ulusa sesleniş konuşmasında ‘’Şer Ekseni’’ ‘ne kattığı Kuzey Kore’yi sert bir dille uyarmıştır. Aksi takdirde Antlaşmanın hükümlerini uygulayacağını belirtmiştir. Kuzey Kore, ABD’nin ‘’Şer Ekseni’’ söyleminin ardından 10 Nisan 2003 ‘te NPT’den ayrılmıştır.
Dünyanın uslanmayan çocuğu Kuzey Kore’yi başta yanı başındaki düşman kardeşi Güney Kore tehdit olarak görmektedir. Birçok barışçıl adımda bulunmasına rağmen Kuzey Kore ancak komünizmi benimsediği ve kendisi ile birleştiği takdirde bu sorunun çözüleceğini belirtmiştir. Japonya ve ABD ise diğer riskli devletlerdir. Kuzey Kore’nin geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği füze denemesi ilk kez Japonya üzerinden geçmiştir. Bunun üzerine Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kuzey Kore’nin BM yaptırımları ihlal ettiğini belirtti. İtidal çağrısı yapan Çin Halk Cumhuriyeti, komşusu ile hep özel ilişkiler yürütmüştür. Çin Halk Cumhuriyeti, Kuzey Kore’nin Karşılıklı Yardım ve İşbirliği Antlaşması imzalayan tek ülkedir. Antlaşmanın maddeleri bağlayıcı olup bunun öneminin büyük olduğu oldukça açıktır. Kuzey Kore’ye herhangi bir saldırı olasılığında Çin, Kuzey Kore’nin yanında yer alacaktır. Bunun cevabını gelecek günlerde görmemiz muhtemeldir.
KAYNAKÇA
Yavaş, Ahmet.’’Kore Sorunu ve Uzak Doğu’da İstikrar Arayışı: Altılı Görüşmeler ‘’ ,Stratejik Araştırmalar Enstitüsü
Akçadağ, Emine.’’Yumuşak Güç Japonya’nın Sert Güç Arayışları’’ , Stratejik Araştırmalar Enstitüsü
Kibaroğlu, Mustafa.’’Kuzey Kore’nin Nükleer Silah Programı: Sebepler ve Sonuçlar’’ , Uluslararası İlişkiler, Cilt 1, Sayı 1 (Bahar 2004) , s.154-172
Erdoğan, Göksel.’’Nükleer Yayılma’’ ,Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü , (Güz 2010)
www.bbc.com/turkce/amp/haberler-dunya-41190957
‘’ Kuzey Kore’nin fırlattığı balistik füze Japonya’nın üzerinden geçerek denize düştü.’’ www.bbc.com/turkce/amp/haberler-dunya-41078371 (erişim tarihi : 22.09.2017)