YEDİ KIZ KARDEŞİN SIRRI (Exxon,Shell, Bp, Mobil ,Texaco, Gulf ve Chevron)
PETROLÜN HİKAYESİ
(Bu Belgeselin Özetidir.)
BÖLÜM 1: (ÇÖL FIRTINALARI)
Irak, İran,Kuveyt
28 Ağustos 1928 tarihinde, Achnacarry Castle, benzinin gizli hikayesi başlamıştır. Hollandalı, Amerikalı ve İngiliz adamlar, kendi benzin şirketlerini kurmuşlardır. Bunlar sırasıyla; Napoleon of Oil (gelecekteki Shell), Standard Oil Company (gelecekteki Exxon) ve Anglo-Persian oil Company ( gelecekteki Bp).
Gemilerin, uçakların, otomobillerin ortaya çıkması petrol ihtiyacını doğurmuştur. Shell, Exxon ve Bp liderleri bir araya geldi. Cartel denilen bir yapı oluşturuldu. Petrol fiyatları paylaşıldı. Exxon,Shell, Bp, Mobil ,Texaco, Gulf ve Chevron, yedi kız kardeşin hikayesini oluşturdular.
İran, en büyük petrol rafinerisine sahipti. Britanyalılar Şah liderini ikna etmişlerdi. Böylece petrol, Avrupa’ya kolaylıkla aktarılıyordu. Amerikan yaşam tarzı, insanlara benimsetilmeye çalışılıyordu. Amerika Başkanı Roosevelt, Suudi Arabistan kralı ile görüşmüştü ve altın karşılığı petrolü ele geçirmeye çalışıyordu. Bu yedi kız kardeş, devlet içinde devlet olmuşlardı. Birleşik Krallık ve Suudi Arabistan sanki evlenmişlerdi. Aralarında tartışma olsa da, asla boşanmamışlardı.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra rekabet canlandı, İngilizler, Anglo İran Petrol Şirketi’ni kurdular, sonradan Bp olarak ismi değiştirildi. Ayrıca, İran hükümetinden birçok ayrıcalıklar kazandılar ve birçok petrol çıkardılar. Britanyalılar İranlılara, Amerikalıların siyahîlere baktığı gibi bakıyordu.
Musaddık bu durumu isyan eden kişi oldu. Petrolü kamulaştırmak istiyordu. Radikallikle suçlandı. Asıl meseleyi gündeme getirmişti. Britanya ordusu limanları kuşattı. Batılı ülkeler, İran petrolüne karşı ambargo uygulamaya karar verdi. İran’dan petrol alan herkes mahkemede yargılanacaktı. İran kimseye petrol satamayacaktı. Musaddık sürgüne gönderildi.
Petrol şirketleri, yeniden eski güçlerine kavuştu. İran’daki hareketlenmeler, Süveyş’e yayıldı. Mısır lideri Abdülnasir, petrolün kamulaştırılmasını istedi ve başarılı oldu. Bu Arap ülkeler için siyasi zaferdi, ama ekonomik zafer yine, yedi kız kardeşin oldu.
1960 yılında OPEC kuruldu. Batılılar bu kurumu önemsemedi, hatta küçümsedi. Bu durum, Saddam Hüseyin’in canını sıkmıştır ve Sovyetlere yanaşmıştır. OPEC’in kurulması ve Irak petrolünün kamulaştırılması, Arap-İsrail çatışmasını doğurmuştur. Petrol fiyatları yükselmişti.
1975 yılında, İran Şahı, yedi kız kardeş için kilit oyuncuydu. Irak ise tehditkâr, Suudi Arabistan ise güçsüz durumdaydı. İran Şahı, Britanya’nın esaretinden kurtulup, ABD’nin güdümüne girmişti. Bundan sonra ikinci petrol savaşı başlamıştı. Ham petrolün fiyatı yükselmişti. 1991’de Saddam Hüseyin Kuveyt’i işgal etmişti, Batı endişeliydi. Bundan sonra petrol fiyatları düşmüştü. 9/11 olayları ise, Irak’ın, Amerika’nın enerji gereksinimini karşılamayı mecbur kılıyordu.
BÖLÜM 2: ( KARA EL KORADO)
Afrika:
Yedi kız kardeş olarak adlandırılan büyük petrol şirketleri, yeni av alanları için, gözlerini Afrika’ya dikmişlerdir. Ham petrol fiyatları zirve yapmıştır. Batı dünyası, tarım ve endüstri alanında gelişme gösterirken, enerjiye ihtiyaç duymuşlardır. Bunu Afrika’dan sağlamışlardır. Bu yüzden, sömürgecilik anlayışı aşırıya ulaşmıştır. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra bu anlayış Libya’da ortaya çıkmıştır.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, kendini toparlamak isteyen Fransa, Cezayir’e yönelmiştir. Burada petrol sahası araştırmaya başlamıştır. 1956’da petrol bulmuştur. Petrolün keşfi, ülkenin coğrafyasını değiştirmiştir. Kuzeye petrol akışını sağlayacak bir koridor oluşturulması istenmiştir. 1962’de Fransa’nın petrol ihtiyacını karşılayacak bir anlaşmaya varılmıştır. Petrolün kamulaştırılma kararı alınmıştır. Fransa’nın petrol geleceğini güvence altına alınması gerekiyordu.
1969’da Libya’da bir darba gerçekleştirilmiş ve Kaddafi, Libya Cumhuriyeti’ni kurduğunu açıklamıştır. İngilizlerin Libya’dan ayrılmasını istemiştir. Libya petrolü kamulaştırılmıştır. Bu durumda, yedi kız kardeş ciddi bir düşman ile karşı karşıya kalmışlardır.
1982’de, BM, Libya’da ticari ambargo uygulamış ve ticari sektör sekteye uğramıştır. Kaddafi’nin petrolden alınan pay ile silah yatırımı yaptığı ve terörizmi desteklediği iddia edilmiştir.
Sudan, Afrika kıtasında petrol rezervleri olarak önemli bir konuma sahipti. Sudan’da insani hakların ihlal edilmesi, kral ve sömürgeci ülkeler arasında kolay ilişkilerin kurulması sağlanıyordu.
Libya’nın petrol arzını güvence altına almak için, ABD, İngiltere ve Yedi Kız kardeşler, bir zamanlar, Libya’nın 2011’deki Libya isyanı sırasında öldürülünceye kadar Albay Muammer Kaddafi ile birlikte barış yaptı, ancak Libya petrol akışı kesintisiz kaldı.
Yeniden inşa için fon ihtiyacı olan Libya, artık günde bir milyon varilden fazla petrol pompalamaya başladı. Ve yedi kız kardeşler, bu durumdan memnundular.
Afrika’nın petrol açısından ayrı bir önemi bulunmaktadır. Çünkü Afrika, Ortadoğu’da değildi ve yeni bir alternatifti. Enerji güvenliğinin sağlanması için, kaynakların çeşitliliği artırılmalıydı. Bu yüzden, yedi kız kardeşler Afrika ile olan ilişkilerini barışçıl bir yönden sürdürmek zorundaydılar. Her iki tarafında çıkarları vardı. Bir kazan-kazan durumu oluşuyordu. Petrol üzerinden anlaşma yapılmıştı ve görüş ayrılıkları sona ermişti. Libya ile ilişkilere, kimse zarar vermek istemezdi. Çünkü tek çıkarları petroldü.
BÖLÜM 3: (DANSEDEN AYI)
Kafkasya
Kafkasya’nın önemi, Soğuk Savaş’ın en son kalıntılarının bulunmasıydı. Amerikalılar için, Rusya’yı, Kafkasya’da denetim altında tutmanın bir yoluydu. Ortada ciddi bir petrol kaynağı olmasaydı, Amerikalılar bu kadar ilgilenmezlerdi. Ermenistan ve Azerbaycan arasında, ne savaş ne de barış vardı. Petrol, Kafkasyalılar için bir zenginlik mi, yoksa bir savaş nedeni mi, bu önemli bir sorundu. Bu zamandaki savaşların çoğu petrol ve enerji için çıkmaktadır. Azerbaycan’ın başkenti olan Bakü’de, büyük bir petrol rezervi bulunmaktaydı. Kafkaslar, hem doğu hem de batı sınırı için oldukça büyük önem taşımaktaydı. Büyük petrol şirketlerinin yani yedi kız kardeşlerinin gözü Hazar Denizi’nden çıkan petroldeydi.
1990’da Bakü’deki petrol şirketleri Sovyetler tarafından kamulaştırıldı. 1993 yılında, Hitler bazı planlarını gerçekleştirmek için hareket geçti. Volkswagen üretime geçirildi. Nazi Almanya’sının petrolü yoktu. Bu nedenle, Amerikan petrol şirketi Exxon ile anlaşma yapıldı. Almanya’nın en büyük sorunu, ham maddeye ulaşma sıkıntısıydı. Ama birçok planı ve projesi vardı. Bu projeler için, Exxon destek sağlamıştı.
İkinci Dünya Savaşı sırasında, Rusya’ya saldıran Nazilerin amacı Hazar Denizi’ndeki petrolü ele geçirmekti. Stalin için, petrol için savaşmak, özgürlük için savaşmak anlamına geliyordu. Savaş kazanılmış ve Alman birlikleri teslim olmuştu. II. Dünya Savaşı’ndan sonra, Başkan Nikita Krushchev, Sovyet imparatorluğunu ve Kızıl Ordusunu, SSCB’nin yeni bulunan petrol rezervlerinden elde edilen gelirlerle inşa edecekti.
1992 yılında, Bp ve 11 farklı petrol şirketinin katılımıyla Azerbaycan’da bir anlaşma imzalanmıştı. Azerbaycan farkında olmadan petrolünü, yedi kız kardeşe kaptırmıştı. Azerbaycan, on yıl içinde 24 milyar para kazanmıştı ve bütçesi 15 milyar dolar artmıştı. Petrol, Azerbaycan’a zenginlik getirmişti. Azerbaycan’ı görenler, ikinci Dubai olarak adlandırıyorlardı. İşin acı yanı, bu durumu herkes kabullenmemişti. Komşu Ermenistan ile savaşmak zorunda kalmıştı. Bakü’de, petrol şirketleri ile imzalanan anlaşma sonrasında, Ruslar sinirlenmiş ve Ermenistan’ı desteklemişlerdi. Azeriler, Batı dünyasının arkasına sığınmaya başlamışlardı.
Petrol, Gürcistan’ı da dünya haritasına dâhil etmişti. Gürcistan’ın huzuru, refahı ve bağımsızlığı Batı’nın çıkarları için önemliydi. Güney Osetya ile ortaya çıkan sorunlar sonrasında, Putin’in desteği ile Gürcistan yenilgiye uğratılmıştı. Avrasya için, Azerbaycan ve Gürcistan koridoru çok önemliydi.
Kazakistan, Özbekistan, Azerbaycan, Rusya ve İran, Hazar Denizi’nde hâkimiyet kurmak için, yedi kız kardeşlerden kurtulmak istiyordu. Avrupa ve Amerika’nın bölgede oldukça fazla menfaati bulunmaktadır. Üçüncü bir oyuncu ise, Çin’dir. Kazakistan petrolü Çin için oldukça önemlidir. Çünkü karadan taşınma imkânı sağlamaktadır. Böylece, denizlerde Amerikalıların taşınmayı engellemesi önlenebilecektir. Ruslar ve Amerikalılar bu durumu öngöremediler. Kuzey’de Rusya, Güney’de Amerika ve Doğu’da Çin, petrol için ciddi müdahaleler yapmaktadır.
BÖLÜM 4: (ZAMANIN YALANLARI)
Yedi kız kardeş, gizlice sayısız ülkeyi kontrol etmektedir. Sadece petrol gelirlerini paylaşmak ile kalmıyor, aynı zamanda dünyayı da kontrol ediyorlar. Petrol üreticisi olan ülkelerde belirli bir azalma olduğunda, ülkeler bu büyük şirketlerin baskısına maruz kalmaktadır. Petrol stratejik bir önem taşımaktadır. Ona sahip çıkmak gerekir. Petrole sahip çıkılmaz ise, sahibi olmayanlar gelip almaktadır.
Irak petrolünün yüzde doksanı Basra Körfezi’nden geçmektedir. Irak petrolü Amerikalıların elindedir. Iraklılar için, bu aşağılık bir durumdur. Bölgedeki ilk petrol üreticilerinden olmasına rağmen, hala birçok keşfedilmemiş kaynağı bulunmaktadır. 2007 yılında, Kürt bölgesel yönetimi liderleri Celal Talabani ve Mesut Barzani, hükümete danışmadan petrol için, lisans ve ihracat belgesi vermişlerdir. Kürtler, petrolü ele geçirmeyi hayal etmektedir. Ancak Bağdat’ın petrolü bırakmaya niyeti yoktur. Bir süre sonra Bağdat, petrolün musluğunu kapatmıştır. Bu durum ülkede potansiyel bir iç savaşa yol açmıştır.
Petrol zenginlik getiriyor olabilir, ancak beraberinde kin ve nefreti de getirmektedir. Kürtlerin petrolü ele geçirmeye çalışması, Suriye, İran ve Türkiye’yi de etkileyebilecektir. Komşu ülkeler de, Kürtlerin petrole sahip olmasını istememektedir. Bu durum, Tahran’a yaramıştır. Ancak Amerikalıların uyguladığı, ambargo İran’ı kötü etkilemiştir. Çünkü İran’da yeterli bir rezerv yoktur. Hala keşfedilmemiş kaynakların olduğu iddia edilmektedir. İran, uluslar arası yaptırımlar ile mücadele etmektedir. Birleşik devletler de İran’ın gazabından çekinmektedirler
Çin ve Birleşik devletlerin enerji arayışı, ekonomik ve diplomatik boyutlarda devam etmektedir. Çin, enerji güvenliği konusunda endişelidir. Birleşik devletlere bağımlı olmaktan korkmaktadır. Çatışma yaşanması durumunda, Amerikalılar, Basra Körfezi’ni, Çin’e karşı kapatabilirler. Çin, bu sebeple kaynaklarını çeşitlendirmeye çalışmaktadır. Güney Amerika petrolü, yedi kız kardeşe zenginlik kazandırmıştır. Venezuela’nın PDVSA’sı, geç dönem başkanı Hugo Chavez’in, ülkesinin ekonomik motorunu ve diplomatik cephaneliğinin bir parçasını parçaladı ve yeniden inşa etti. Venezuela, birleşik devletlerden sonra, dünyanın ikinci petrol üreticisidir. Yedi kız kardeşler de bu ülkenin hâkimidir.
Küresel ısınma nedeniyle eriyen buzullar, dünyadaki dengeleri değiştirmektedir. Rusya, Kuzey kutbunda stratejik öncelik ilan etmiştir. Var olduğu iddia edilen petrol kaynaklarını aramak için mücadele etmiş ve 2007’de Kuzey kutbuna Rus bayrağını dikmişlerdir. Bu durum, diğer ülkeler için diplomatik bir bombadır. Artan enerji talepleri nedeniyle, ülkeler yeni kaynaklar aramaktadır. Rusya Bp ile ittifak kurmuştur. Çünkü Putin’e göre, petrol zenginlik ve güç demektir.
2010 yılında Tunus’ta alevlenen Arap isyanı, diğer ülkelere de sıçramıştır. Amaç; özgürlük, körfez hükümdar ailelerin petrol gelirlerini kullandıklarını haykırıyor ve kendi paylarını istiyorlardı. Petrolün merkez bankası olan, Suudi Arabistan’a, bu isyanın sıçraması birçok soruna yol açabilirdi. Çünkü Suudi petrolün yerini kimse dolduramazdı. Fiyat artışı olurdu ve petrol sıkıntısı yaşanırdı. Bu durum ise, ülkeleri ciddi boyutta kıtlığa götürürdü.
SONUÇ:
Yedi kız kardeşin (Exxon,Shell, Bp, Mobil ,Texaco, Gulf ve Chevron ) ölmeye niyeti yoktu. Her zaman yeniden doğmakta ve bir kez daha güçlenmekteydi. Hepsinin rezervleri doluydu. Hepsi bağımsız petrol şirketleriydi. Hiçbir hükümetle bağlantıları yoktu. Hepsi uluslararasıydı. Ancak, bugün rezervleri oldukça azaldı ve ölmek üzereler. Çünkü rezervlerini kaybediyorlar. Daha fazla rezerv için çalışmaları gerekiyor ana fazla güçleri yok. Ama buna rağmen, yedi kız kardeşin çekirdek varlığı, hayatını sürdürecektir. Çünkü teknolojileri vardır.
28 Ağustos 1928 yılında, av partisinde bir Kartel kurdular ve bunlara yedi açgözlü kız kardeş denilmiştir. Artık şirketleri borsa üzerinden kazanmaya başlamıştır. Petrol alıp satılma işlemi, kağıt üzerinden hareket etmektedir. Petrolün varil fiyatının bazen, pazardan alakasız tavan yaptığı görülmektedir. Bu petrol şirketleri toplum için pek fazla bir şey yapmamaktadır. Kendi karlarını, üretimlerini ve hisselerini düşünmektedirler. Ne zaman üretim düşse, bunun bedelini toplum ödemektedir. Üretim artsa bile, bedelini yine toplum ödemektedir. Bu yedi kız kardeşin sırları çok iyi korunmuştur. Ve herkes bunun bedelini ödemiştir.