Dünya devletlerinin birbirleriyle olan ilişkilerini düzenleme amacı ile oluşturulmaya çalışılan sistemin adı uluslararası hukuktur. Bu devletlerin başka bir devlet üzerinde ki hakimiyeti de o devletin güç ve kuvveti ile alakalıdır. Güçlü olan devlet, güçsüz olan devletler üzerinde kendi yaptırımlarını ön plana çıkarmak için uğraşacaktır. Devletlerin birbirleriyle yapacak tüm antlaşmalarda konu ne olursa olsun güçlü olan devlet kendi çıkarı doğrultusunda kanun koyucu olacaktır.
Şuan da dünya üzerinde finansal ve askeri gücü elinde bulunduran devletler kendilerine komşu olan veya olmayan diğer devletler ile arasında ki hukukun oluşturulması için baskı uygulamakta, kendi çıkarları doğrultusunda köşeye sıkıştırmaktadırlar. Bunu yaparken de legal veya illegal tüm yolları denerler. Başka ülkelerde terör operasyonları, finansal operasyonlar ülkede yapılan ihtilaller kitle ayaklanmaları gibi hadiseleri de kendi menfaatleri doğrultusunda yönlendirebilirler.
İkinci Dünya Savaşından sonra dünyada hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını anlayan devletler yeni çözüm ve çare arayışlarına girdiler. Şuan da bazı devletlerin birbirleriyle ittifak yapmış gibi görünmeleri onların gerçekten müttefik olduğu anlamına gelmesin. Dünya devletleri arasında ki ittifak çıkar ilişkilidir. NATO, Birleşmiş Milletler, üçlü, beşli ittifaklar güçlü devletlerin bir araya gelerek kendi çıkarlarının korunmasıyla alakalı oluşturdukları kuruluşlardır. Bu kuruluşların asıl işi devletlerarası istihbarattır. Uluslararası hukuk kavramı aslında güçlü olan devletin gücünü korumaya devam etme çalışması ve güçsüz olan devletleri kontrol altında tutma çalışmasıdır.
Ne yapılırsa tüm dünya devletleri barış ve kardeşlik içinde yaşayabilir?
Bu sorunun cevabı çok açıktır. Tüm dünya halkları sadece kendi yaşadıkları topraklar içinde kalmalı, kendilerine yeter halde olmalı ve diğer dünya insanlarının varlıklarına saygı göstermelidir. Saygı gösterebilirlerse devletlerarasında hiçbir sıkıntı yaşanmayacaktır ama bu sadece bir hayaldir. Dünya kurulduğundan bu güne insanların savaşları, kavgaları ve çekişmeleri, anlaşmazlıkları hiçbir zaman bitmemiştir ve bitmeyecektir.Devletleri yönetenler insanlardır ve insanın hırsı o kadar büyüktür ki bu hırsa çıkarı ve keyfiyeti de eklediğinizde savaş kaçınılmazdır. Uluslararası hukuk sadece göstermelik anlamda devletlerin kamera önünde veya büyük konferanslarda zikrettiği söylemdir. Gerçek anlamı ile hiçbir zaman uygulanmamıştır ve şuan ki dünya düzeninde uygulanamayacaktır. İsraillin yüz yıllardır uyguladığı politikanın yanlış ve yanlı olduğunu şuan ki dünya devletlerinin tamamının bilmesine rağmen, İsrail’in yaptıklarına göz yummaları buna örnektir. Çıkarınız olan veya bizden dediğiniz devletlerin yaptığı yanlışlara, döktüğü kanlara göz yummak hangi uluslararası hukuka uyar.
Sonuç olarak, başkalarının yaşam hakkına saygı gösterecek bir toplumun oluşma mecburiyeti vardır. Bu topluluk güçlenirse komşularından başlamak üzere beklide tüm dünyaya adalet ile yaşamayı öğretebilir ve hatta oluşturacağı hukukla onların haklarını savunabilir. İnsan fıtratında önce kendi için yaşama güdüsü vardır, yaşamı boyunca yapacağı her şeyi buna göre şekillendirir. Başka yaşamlara saygı göstermek bir insanlık vazifesidir ama bunu sadece maddeyi ön plana çıkararak yapmak mümkün değildir. Belki de hiç gerçekleşmeyecek bir talep ama farklı milletlerden olsalar bile insanların birbirini sevmesini ve yaşamlarına saygı göstermesini umuyoruz.