Perşembe, Nisan 25, 2024
spot_imgspot_img

Top 5 This Week

spot_img

Related Posts

Ticaret Savaşı Ve Doların Yükselmesi

Ticaret savaşı; bir ülkenin kendi ekonomisini korumak amacıyla başka ülkeden aldığı malları ağır şekilde vergilendirilmesinin bir yan etkisidir. Ticaret savaşlarında silah olarak, gümrük vergileri ve kotalar kullanılır. Tüm dünyadaki ülkeler ticaret yapar. Bu ülkeler bazı ham maddeleri daha ucuz olduğu için diğer ülkelerden satın alırlar. Bu sayede ucuz ham madde kullanan şirketlerde maliyetlerini düşürebilir ve ürünlerini daha ucuza satabilirler. Amerika’da Çelik ve alüminyum gibi ham maddeler bulunmasına rağmen bu ham maddelerin fiyatı hiçbir zaman Meksika ve Kanada’dakiler kadar ucuz olmadı. O nedenle, Amerika’daki şirketler alüminyum ve çelik gibi ham maddeler çok ucuz olduğu için, Meksika ve Kanada’dan alıyorlardı. Son dönemde Amerika ile Çin, Kanada ve Meksika arasında başlayan ticaret savaşının en önemli sebebi işte budur. Bu ülkelerdeki ham madde ürünlerin çok ucuz olmasıdır. Peki, diğer ülkelerden ucuz ham madde ve ürün almak ekonomiye nasıl zarar verir?

Çelik ve alüminyum ucuz olduğu için, sürekli Meksika ve Kanada’dan  ithal edilmesinin Amerika için iki olumsuz sonucu bulunmaktadır.. Birincisi, bu ithalatın Amerika’nın cariye açığını artırmasıdır. Amerika’nın Kanada ile toplam 1.1 trilyon $ ticaret hacmi olmasına rağmen, Amerika’nın bu ticaret sonucunda 90 milyar $ cari açığı oluyor. Yani bu ticaretin sonunda Amerika’ya giren dolardan çok daha fazlası yurt dışına çıkıyor. İkinci olumsuz sonuç ise; ürünlerin ve ham maddelerin sürekli olarak bu ülkelerden alınması sonucu, Amerika’daki çelik ve alüminyum sanayisinin küçülmesine neden oluyor ve bu şirketlerin sürekli işçi çıkarmasına sebep oluyor. Amerika’nın çelik ve alüminyum sanayisinin zayıflaması ve dışa bağımlı hale gelmesi, Amerika için çok daha ciddi bir riski de beraberinde getiriyor. Savunma sanayisinin dışa bağımlı olması anlamına geliyor. Bir uçağın %95’inin, bir tankın ise %98’inin çelik ve alüminyumdan oluştuğunu bilmemizde fayda var.

Amerika’nın ticari bir savaş açtığı diğer bir ülke ise Çin’dir. Son yıllarda Çinli şirketler, ucuz iş gücünü kullanarak ve Amerika’daki şirketlere ait patentleri sürekli ihlal ederek ve teknolojik ürünleri düşük maliyetle üreterek bu sayede bu teknolojik ürünleri başka ülkelere ihraç edebiliyorlardı. Bunu fırsat bilen Amerika’daki şirketler de enerji üretimleri, sanayi makineleri ve uçak motorları gibi teknolojik ürünleri daha ucuza alabilmek için sürekli Çin’den alıyorlardı. Bir yıl içinde Amerika Çin’den o kadar çok fazla mal alıyor ki, Çin’den alınan 2 $’lık mala karşı, Amerika Çin’e sadece 1$ mal satıyordu.

Ticaret savaşın amacı yabancı ülkelerden yapılan ithalat azaltmaktır. Bunun için Amerika, Çin’den ve Kanada’dan aldığı çelik ve alüminyum için %25 oaranında vergi uygulamıştır. İthal ürünler üzerindeki bu verginin artması fiyatların daha pahalı olmasına sebep olacaktır. Fiyatları arttığı için de, ABD’li şirketler bu ürünleri kendi ülkelerinden satın almak zorunda kalacaklardır. Sonuç olarak, Amerika içindeki şirketler de yok olmaktan kurtulacak ve büyüme sonucunda yeni işler ortaya çıkacak ve ülkedeki işsizlik azalacaktır. Öte yandan Amerika’nın bu kararının, Meksika Kanada ve Çin ekonomilerine de etkileri olacaktır. Önceleri Amerika’ya yüksek miktarda ürün ve hammadde satan bu ülkeler, şimdi ise başka müşteriler aramaya başlayacaklardır. Böylece bu ülkelerin ticaret gelirleri düşecek, şirketler küçülecek veya kapanacaktır. Sonuç olarak da işsizlik artacak ve ekonomileri küçülecektir.

Ticaret savaşlarında kan akmıyor belki ama işsizliğin artması ve refahın düşmesi gibi olumsuz sonuçlar oluyor. Tıpkı gerçek savaşlarda olduğu gibi. Silahları en güçlü olan ülkeler kazanıyor ve sonucunda da dünyadaki refah el değiştiriyor.

DOLARIN YÜKSELMESİ

Döviz kurunun ne demek olduğunu muhtemelen biliyorsunuzdur. Bir birim yabancı ülke parasının yerli para cinsinden ifadesine döviz kuru denir. 1 $’n 6TL etmesi demek, 1 $’n alım gücünün altı adet Türk lirasına eşit olduğu anlamına gelir. Peki, 1 $ nasıl oluyor da bir günde 6 tane Türk lirası ederken, ertesi gün 6,5 tane Türk lirası edebiliyor. Dolar ve Türk lirasının değeri sürekli değişir. Bu değişime pek çok şey sebep olur. Ancak en önemli unsur, ekonomideki dolar arzı ile dolar talebidir. Doların değeri etrafta ne kadar dolar bulunduğuna ve insanlar tarafından ne kadar talep edildiğine bağlıdır. Bir ülkede dolara olan talep arttığında, yani çok sayıda insan dolar satın almak istediğinde, ekonomide dolar miktar azalır. Nasıl ki sayısı az olan ve herkesin sahip olmak istediği şeylerin değeri artıyorsa, işte doların değeri de aynı sebepten artar. Bunun tam tersi de geçerlidir. İnsanlar ellerindeki dolarları Türk lirasına dönüştürdüğünde dolara olan talep azalır. Bu durumda ekonomide dolar miktarı arttığından ve piyasada dolar bulmak kolaylaştığından doların değeri düşer.

İhracat yaptığımızda ülke içinde ürettiğimiz şeyleri yurtdışına satarız ve karşılığında dolar-Euro gibi dövizler alırız. İhracat yaparak ya da yurtdışından borçlanarak ülkeye döviz girmesi, piyasadaki döviz miktarını arttıracaktır. Bu da dövizin değerini düşürür. Öte yandan, başka ülkelerden ithalat yaparak mal aldığımızda, o ülkenin parasına yani dövize ihtiyaç duyarız. Bu durumda da, ülke içindeki döviz miktarı azalır ve döviz azaldığı için de değeri artar. Doların artıp artmamasına sebep olan bir diğer unsur da, Merkez Bankası’nın Türk Lirası’na verdiği faiz ve ABD Merkez Bankası’nın dolara verdiği faizdir. Merkez bankası Türk lirasına verdiği faizi yükseltirse, insanlar daha fazla getiri elde etmek için ellerindeki dolarları Türk lirasına çevirerek bankalara yatırırlar. Türk Lirası’nın getirisi yüksek olduğu için, Türk lirasına olan talep artar, bu durumda dolara olan talep azalır ve sonuç olarak da doların değeri düşer. Bu, Merkez Bankası’nın kura yaptığı bir etkidir. Zaten çoğu zaman haberlerde de ‘’Merkez Bankası faiz oranlarını artırdı. ‘’ ifadesini duyarız. Öte yandan, ABD Merkez Bankası FED, dolara olan faiz oranını artırırsa, Türkiye’deki yabancı yatırımcılar ve dolar sahipleri, daha yüksek getiri almak için paralarını o ülkeye götürürler. Bu durumda ekonomide dolar azalır, dolara olan talep artar ve sonuç olarak da, doların fiyatı yükselir. Üçüncü bir önemli unsur da, enflasyon beklentisidir. Eğer insanlar enflasyonun yükseleceğini düşünüyorlarsa, ellerinde Türk lirası tutmazlar çünkü yarın ellerindeki paranın alım gücünün düşeceğini düşünerek paralarıyla dolar alırlar. Gördüğümüz gibi sebep her zaman benzerdir. Doların değeri piyasadaki dolar miktarına, insanların dolar talebine ve insanların dolarla ilgili beklentilerine bağlıdır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popular Articles