Demokrat Parti’nin anti-demokratlığı ne dereceye kadar geldiği 1945 seçimlerinin hemen ardından daha radikal anti-demokratik uygulamaların girişilince parti içinde bazı adamlar ile bu uygulamaları eleştirdi.(Hürriyet Partisi)
1957 yılında CHP, Hürriyet Partisi ve diğer muhalif parti olan Cumhuriyetçi Köylü-Millet Partisi ile birlikte deklarasyona gitti. Anayasal bir reforma ihtiyaç duyulduğu için gerçekleştirildi. Bu üç siyasi partinin ortak önerileri:
- Anayasa mahkemeleri kurulacak.
- Seçim sistemi değiştirilecek.
- İki meclisli bir yasama getirilecek.
- Demokratik hak ve hürriyetler genişletilsin.
Bu yönüyle CHP’nin ilk haklar beyannamesi durumundadır. Bu öneriler daha sonra CHP tarafından daha da genişletildi. Bu haklar işçilere grev hakkı, memurlara sendika hakkı, devlete de sosyal devlet statüsü verecekti.1957’den sonra Demokrat Parti tahkikat komisyonlarına (1960’a kadar) son derece antidemokratik uygulamalarını sürdürüyor.
27 Mayıs 1960’da darbe gerçekleşir. Demokrat Partililer ‘’darbe’’ demiştir. Muhalif partililer darbe sıfatını değil, devrim sıfatını kullanmışlardır. Muhalif partiler 27 Mayıs’ı bir askeri ihtilal kabul etmekle beraber bu ihtilal sonrası düzenin özgürleştirici olduğunu söylemektedir. Bu özgürlük askerler tarafından getirildi. Muhalif partiler açısından bu askeri ihtilal gerici nitelikte bir darbe değil, anti demokratik uygulamalara karşı bir baş kaldırıdır, şeklinde tanımlanmıştır.
Bu darbeyi kimler yapmıştır?
Yüksek komiteden gelen bir müdahale değildi. Çünkü zaten Demokrat Parti orduyu emekliye sevk etmişti. Alt subaylar tarafından başarıya ulaşılan tek darbedir. Üst subayla bu durumu kabul etmek durumunda kalıyorlar. Alt subaylar üstler ile birlikte Milli Birlik Komitesi’ni kuruyor. Fiilen ülkenin yönetimini elinde tutmaya çalışan bir yıllık komitedir. Bu komitenin fiili başkanlığında Cemal Gürsel vardır. Ancak bir kaç sonra alt dereceli subaylar şu fikri öne sürerler : ‘’ Biz ihtilal yaptık, Mısır’daki Nasır gibi partisiz demokrasi kurmalıyız.’’ Bu parti hizipçiliğine yol açar. Alt dereceli subaylar var. Bunların başında Alparslan Türkeş var. Üst dereceli subaylar, darbeyle yönetimi ele aldıklarını ve kısa süre içinde seçimlere gitmeleri gerektiğini söyler. Ilımlılar olarak bilinirler. Üstler altı tasfiye eder. Ilımlılar Alparslan Türkeş’i Milli Birlik üyeliğinden çıkarıyor.
Aralık 1960’dan sonra MBK tek parti ılımlılar oluyor. MBK iktidara gelir gelmez iki ilginç karar alıyor. Sıddık Sami Onar (sosyal demokrat) anayasa hazırlaması için bir görev veriyor. Milli Birlik Komitesi iktidarda iken kendi iradesi ile yönetimi bir sivile devrediyor. Bir sivil bakanlar kurulu oluşturuluyor. Yetkilerin bir kısmını o bakanlar kuruluna devrediyor. Böylece sivili dışlamayan bir askeri yönetim oluşuyor.
Seçim anayasasında önemli bir değişiklik yapılıyor. Nispi çoğunluk sistemi getiriliyor. Çoğunluk sistemine göre daha demokratiktir. 1961 seçimlerine bu sistemle gidildi. Meclis bir yasama organı oluşturuyor. Bunlar da sivillerden oluşuyor. 1961 MBK ‘nın olduğu bu seçimlere gitmeden önce üye olanlar kimlerdi? İhtilal olduğu dönemde vekil görevini yürütenlerin bir kısmı DP dışındakiler yerine sivil dernek kuruluşları, baro temsilcileri, üniversite temsilcileridir. Türk siyasal hayatında başka bir örneği yoktur.
1961 yılında ilk serbest seçimlere gidildi. Adalet Partisi kuruldu. 1961 Anayasası; içerik itibariyle 1957 seçim iddialarına dayanıyor. İki tane meclis kuruluyor. Senato’nun amacı denetlenebilir meclis oluşturmaydı. 1950 yılında denetlenemez bir meclis yapısına sahipti. 1961 Anayasasının en temel mantığı güçler ayrılığı ilkesini kurumsallaştırmasıydı. Danıştay kuruldu. Hiçbir sınırlamanın hak ve özgürlüklerin özüne dokunulmayacağına ilişkin maddeler eklendi. Kolektif haklar da vardı. Bunlar; toplumsal haklar, toplantı hakkı, grev hakkı vb. Bu konularda oldukça özgürleştirici oldu.
Herkesin kişiliğine bağlı, dokunulamaz, devredilemez, vazgeçilemez temel hak ve hürriyetlere sahip olduğu belirtilmiştir. 1961 Anayasasında hükümet denetlenebilirdir, 1982 Anayasasında bu söz konusu değildir.
1961 SEÇİMLERİ
CHP (İsmet İnönü ) %36, 1960-61 yılları arasında ayrışmalar yaşanıyor. İhtilalleri yapanlarla iyi ilişki kuramayacaklarını belirtiyorlar.
Adalet Partisi (Ragıp Gümüş pala) %34, 1961 ihtilalleri gerçekleştiren genelkurmay başkanı. Demokrat Parti’nin devamıdır. Sistemin içinde yer alan yeni oluşan düzende meşru olarak kabul edilmek niyetindeydiler. 1964’te iktidarda iken yaşamını yitiriyor ve yerine Süleyman Demirel gelir.
Cumhuriyetçi-Köylü Millet Partisi (Osman Bölükbaşı) %14
Yeni Türkiye Partisi %13,7, 1955 yılında Demokrat Parti’den ayrılanların kurduğu partidir. 1960’dan sonra ise Hürriyet Partisi ismini alıyor.
Türk siyasal hayatının ilk koalisyon hükümeti kuruluyor. 1961 ‘de CHP ve AP’dir.
1963 yılında ilk azınlık hükümeti CHP’dir. Azınlık hükümetleri güvenoyu alamaz fakat o dönemde almışlardır. Çünkü ülke kritik bir dönemdeydi. Ülkenin hükümetsiz kalmaması için dışarıdan destek kuruldu. 1964’te Adalet Partisi önderliğinde başka bir hükümet kuruldu. 1965’te yeni bir seçim gerçekleşti. Seçimden önce CHP’nin azınlık hükümeti seçim kanunu çıkardı. Bu kanuna göre tüm Türkiye bir seçim bölgesi olarak değerlendirilecek. Yani bir siyasi parti %2,5 oy alsa nispi ve çoğunluk sistemine göre vekil çıkaramazdı.
1965 seçimleri ile küçük siyasi partilerin vekil çıkarması sağlandı. Türkiye İşçi Partisi’ne grup kurma olanağı çıktı. 1965 seçimlerinde AP oyları arttırdı. %5’i geçti. Tek başına hükümet kuramamıştır. CHP ise oyunu düşürdü. Cumhuriyetçi-Köylü Millet Partisi %13, Hürriyet Partisi %2,9. 1965 seçimlerine giderken milli bakiye sistemi uygulandı.
Türk siyasal hayatının en demokratik seçimlerinde;
CHP: 1965’te sloganı ‘’Ortanın Solu’’ oldu. CHP içinde parçalanmalar olduğu halde İnönü sloganı sürdürüyor. 1969 yılında başka bir slogan ortaya atılıyor: Biz Bu Düzeni Değiştireceğiz!
AP: 1965’ten sonra ülkeyi Demirel yönetti. Burjuvazi ve din, yani toplumsal kesimlere dayanıyordu. 1969 yılına geldiğimizde AP içinde büyük bir kırılma var. Tekelci sermayenin çıkarının ön planda olması gerektiğini söylüyor ve parti içinde ayrışmalar başlıyor. Partiden ayrılan birinci grup toprak ağaları olmuş. Daha sonra Demokratik Parti’yi kuruluyorlar. Partiden ayrılan ikinci grup küçük sermayedarlar oluyor. Bunlarda Milli Nizam Partisini kuruyor. Başında Erbakan var.
CKMP: Partide bir kırılma yaşanıyor. Osman Bölükbaşı 1961’de partiden ayrılıp Millet Partisini kuruyor. 1964-65’ten sonra adım adım Alparslan Türkeş’in partisi olmaya başlıyor. 1969’da MHP adını alıyor. Ülkücülük söylemini ön plana alan sağ partidir. MHP’nin programı 9 ışıktır. Başkanlık sistemini ilk öneren MHP, ikincisi ise Milli Nizam Partisidir.
TİP (Türkiye İşçi Partisi) : Daha radikal ve daha soldur. Kurucusu M.Ali Aybar’dır. Sosyalist ve anti-emperyalist mücadele bir arada yürütülebilir tezini savunmuşlardır.