Çin’in giderek artan bir petrol tüketimi var ve %95’in üzerinde fosil yakıt kullanıyor, bunun da büyük bir kısmı kömür. Peki, Çin bu duruma nasıl geldi?
- 1979 yılından itibaren ekonomik büyüme hamleleri yapmaya başlıyor. Ondan önce bir ekonomi politikası yoktu. Kendi kömürünü kullanıyordu ve o da ona yetiyordu. Ancak dünya ekonomilerine entegre olmaya başlayınca artık kendi kendine yetmemeye başladı. Bu yüzden 1995’lerde enerji ithal etmeye başlıyor. Ticaretinin %85’ini deniz yolları ile yapıyor.
ÇİN’İN ENERJİ ÖNCELİKLERİ
Çin’in temel enerji politikası arz çeşitliliğidir. Yani tek bir ülke ya da coğrafya ile değil farklı ülke ve coğrafyalarla enerji ithalatı yapmak. Bu da mümkün olduğunca çok petrol anlaşması ve güzergâhının olması anlamına geliyor. Çin bunun için ne yapıyor?
- Rafinerilerini geliştirme ve deniz ticaretine olan bağımlılığını azaltmak için boru hattı yapımlarına önem veriyor.
- İlişki kurduğu ülke petrol ihraç eden bir ülke ise o ülke ile yakın ilişki kuruyor. Silah ticareti, ucuz Çin malları, ticari serbestîsi anlaşmaları, olası insan hakları ihlallerinde veto hakkını kullanma… Enerji zengini bir ülkeyse; Çin mallarını o ülkeye aktarıyor böylece halkın alım gücünü artırıyor. Ülkeye gümrüksüz mal imkânı sunuyor. Ancak Çin o ülkeyle olası bir anlaşmazlıkta gümrük vergisi koyuyor. Öyle olunca halkım ucuza aldığı mal birden artıyor ve hükümet sallantıya giriyor. Çin bu yolla ülkeyi kendine bağımlı hale getiriyor. Diğer uyguladığı yol ise; teknoloji transferi yapmak, özellikle askeri anlamda.
Çin için enerji güvenliği olmazsa olmazdır. Enerji güvenliğinin temelinde de arz çeşitliliği, deniz yollarına bağımlılığı azaltmak, uygun fiyata pazarlık etmek var.
Çin enerji güvenliğini sağlayamazsa ne olur?
Sanayi üretimi sekteye uğrar, ekonomisi çöker, Komünist Parti’nin sarsılmaz iktidarı çökmeye başlayabilir. Tayvan da çöker ve güçlü ordusu Japonya ve Hindistan’a karşı rekabetini kaybeder.
- Çin’in kömür rezervleri tükenmek üzere. Bu yüzden ya kömür ithal edecek ya da kömür kullanmayıp petrol ve doğal gazı ithal edecek. Petrol ve doğalgaza daha fazla bağımlı olacağını Çin biliyor. Bunun için bazı önlemler alıyor:
- Enerji zengini bir ülkelerden birine Batılı devletler ambargo uyguluyorsa Çin bu ambargoya uymuyor. Enerji sektörünü geliştirebilsin diye o ülkeye yatırımlar yapıyor. Ancak bu yatırımları anlaşmalarla yapıyor. Çıkarma, işletme, satın alma haklarını 30 yıllığına yaptığı anlaşmalarla alıyor. Enerji kaynaklarında orta ya da uzun vadede kontrol etme anlaşmaları yapıyor. İran, Yemen ve Suriye’de ciddi yatırımları var.
- Çin, artık ABD’den daha fazla petrol ithal etmeye başlıyor. Japonya, Hindistan ve Güney Kore’nin de ciddi bir ithalatı var. Petrolü almanın en ucuz yolu tankerlerle almak. Boru hatları da ucuz ama bazı sıkıntıları var:
- Boru hattı güvenliği sorunu
- Güzergâhındaki ülkelerle anlaşma
- Maliyet
Tankerle ticarette uzun vadeli sözleşmeye gerek yok ama boru hattında anlaşma olmalı. Çin ihraç ettiği petrolün %95’ini Ortadoğu ve Körfez ülkelerinden tankerlerle alıyor. Bölgedeki rakipleri Japonya, Hindistan ve Güney Kore de aynı yolla yapıyor. Deniz yollarında –Pasifik’te- ABD’nin etkileri çok fazla. Bu Japonya, Hindistan, Güney Kore için sorun değil, Çünkü ABD ile müttefikler. Çin bu yüzden deniz yollarında rahat değil. Bunu çözmek için de iki farklı strateji uyguluyor: Boru hatları ve İnci Strateji.
Çin-Doğal Gaz: İthal ettiği doğal gaz önceden tüketimine yeterken artık yetmiyor. LNG(sıvılaştırılmış doğal gaz)’ye ihtiyacı artıyor. Gaz halinde alınamayacağı için sıvılaştırmak için LNG teknolojisine ihtiyaç var. Aldığı ülkede de LNG terminali olmalı bunun maliyeti de fazla. Bu yüzden Çin bunu istemiyor. Dolayısıyla boru hattına ihtiyacı var. Yarısından fazlasını şimdi Türkmenistan’dan alıyor. Çünkü boru hattı var, ama bu da bağımlılığa neden oluyor.
(Katar dünyanın en büyük LNG ihracatçısı)
Nükleer: Genellikle deniz kıyısında kuruluyor. Çünkü soğutmak için su gerekli. Enerji için değil silah için kullanılıyor. Ciddi bir nükleer enerji reaktörü inşası var (28 tane).
Boru Hattı: Süveyş, Bab’ül Mendep ve Hürmüz Çin için hayati önem taşıyor. Ama güvenlik sorunları nedeni ile boru hattı yapmak istiyor. Kazakistan’dan gelen Orta-Asya Doğal Gaz Boru Hattı Çin için önemli.
ESPO: Doğu Sibirya-Pasifik Petrol Boru Hattı. Rusya-Çin arasında yapılmış. 20 yıllık anlaşma var.
Sibirya Gücü Boru Hattı: Bu hat Türkmenistan’ a olan bağımlılığı azaltmak için yapılmış. Böylece Güney Kore ve Japonya da bu hattan doğal gaz alabiliyor. 35 trilyon m3
Myanmar-Çin Hattı: 2,5 trilyon m3 doğalgaz var. Boru hattı inşası devam ediyor. Eğer gerçekleşirse Çin’in Güney Çin Denizi’ne bağlılığı azalacak.
İnci Stratejisi: Deniz yollarına bağımlılığı azaltmak için geliştirilen bir proje. Çin’i doğrudan Ortadoğu’ya bağlamak planlanmış.
Tai Kanalı: Gerçekleşmeyeceği anlaşılınca İnci Stratejisi planlandı. Uzmanlara göre yapılması mümkün değil. ABD ve Singapur müttefikleri de karşı çıkıyor. Çünkü Tayland’da güvenlik sorunları yaşanıyor.
Mavi Donanma: Çin donanması enerji taşımak ve askeri amaçlarla yapılan bir donanma.