Milliyetçilik modern bir düşüncedir. Modernden önce düşünemeyiz. Modern; yer, zamana göre farklılık gösterir. Modernist ideolojiler; sürekli ilerlemeden bahseder. Bütün modernist düşüncelerin hepsinde ilerleme düşüncesi vardır. Milliyetçi bir insan grubuna bir millet adı verir. Daha sonra bir devlet kurulur. Diğerlerini düşman-rakip olarak görür.
Etnik farklılıkları sorun olarak tanımlar. Milliyetçilik dünyayı uluslar halinde görür. Ulus tüm politik gücün kaynağıdır. Bir kere ortaya çıktıktan sonra geri dönülemeyen bir ideolojidir. Söylemlerinde basit, kolay bir mesajı vardır
18.yy ile birlikte milliyetçilik düşüncesi yükselişe geçmiştir. Milliyetçilik ilk kez İspanya ve Portekiz’de görülmeye başlandı. İspanya Krallığı daha merkeziyetçi bir hal almaya başladı. En çok konuşulan dil olarak İspanyolcayı gördük.(Pre-milliyetçilik) Daha sonra Fransa’da bunu görüyoruz. Kendilerini Fransız olarak tanımlıyorlar. Matbaa yayılmaya başlıyor. Fransızca ’da yayılıyor. Büyük çoğunluk olarak, uluslararası dil olarak Fransızca kullanılıyor.
20.yy’a baktığımızda -hiper-milliyetçilik çağı – daha çok milliyetçilik değil de ideolojiler arası üstünlük kurulmaya çalışılıyor. Savaştan sonra daha ılımlı bir hava oluşuyor. 1990’lardan sonra bir mikro-milliyetçilik çağı başlıyor. Meşrulaştırıcı bir etki olarak etnisite kullanılıyor. Çatışmalar farklı nedenlerden dolayı başlayabilir ancak taraflar birbirini etnik farkla tanımlıyor. Etnik çatışma; çatışmaların görülen yüzüdür.
NEDEN ULUSLARARASI İLİŞKİLERDE MİLLİYETÇİLİĞİ TARTIŞIYORUZ?
Etnik Sorunların Uluslararası Politikanın Gündeminde Yerini Belirleyen Faktörler
- Çatışmanın tarafı olan etnik grubun uluslararası-sınırlar arası dağılım durumu. (Dağılma riski ) Bir yerde başlayan bir etnik gerilim başka yerde de gerilime neden olabilir.
- Çatışmanın yaşandığı ülkenin stratejik konumu, Yeni Zelanda’daki bir çatışma ilgi bulamazken, Ortadoğu’daki bir çatışma dünya basınında bir yankı uyandırır.
- Üçüncü tarafların çatışmadaki pozisyonu. NATO tarzı örgütler ve diğer ülkelerin olaya ne şekilde baktığı değişir.
- Uluslararası örgütlerin ya da gönüllülerin çatışmadaki varlığı. Kızılay, Kızılhaç, Af Örgütü
- Çatışma içindeki grupların diğer ülkelerle kültürel bağları. Kültürel bağlar nedeniyle oraya ilgi duyulabilir. Kosova, Bosna-Hersek, Myanmar gibi.
- Diaspora etkisi (Anavatan ilgisi) . Amerika’daki İrlandalılar diasporası örnek gösterilebilir.
- Medya ilgisi. CNN etkisi, medyanın bir yere daha çok odaklanması dünyada daha da ilgi uyandırıyor. Bosna-Hersek’te ilk kez bunu gördük.
ETNİK ÇATIŞMA
Dış müdahale fırsatı yaratır. Devleti kırılgan hale getirir. Ülke içinde büyük bir istikrarsızlık yaratır. Komşu devletlerarasında güvenlik çıkmazı yaratır. Mülteci – göç sorunu artar. Bölgesel – Küresel anlamda risk yaratır. Yayılma etkisi vardır. Etnik çatışmalar yerel sınırları aşmaya başlıyor. Uluslararası güvenliği etkiliyor. Devletlerin egemenliğinin meşruluğu tartışılıyor. Şuan Suriye’deki olaylar vb. Etnik grup diğer ülkelerde yaşıyorsa oraya da etki eder. 1990’lardan sonra etnik tansiyon arttı. Fakat bunu yalanlayan yazılarda mevcuttur. Etnik çatışmaların 60-70-80’lerde de olduğunu lakin kitlesel iletişimin artmasıyla 90’lardan sonra daha fazla haber olduğunu görmekteyiz. İrredenstist iddialar; bölgesel ya da uluslararası savaşa dönüşüyor. Mülteciler gelmeye başlar. Buna bakarak sınıra yâda çatışmanın olduğu yere asker göndermek. Şiddetli iç çatışmalar iç göçlere, insani acil durumlara, silah, insan, uyuşturucu kaçakçılığı gibi bölgesel sorunlara neden olur.
Sivil milliyetçilik; Devletini yâda vatandaşlarını, vatandaşlık bağına göre tanımlıyor. Vatandaşlığa bakınca etnik, dil, renk, ırka bakılmıyor. Etnik milliyetçilik bunun tam tersidir.