CENEVRE-1
Suriye’de iç savaşının sona erdirilmesi ve çatışmaların azaltılması için düzenlenen ilk uluslararası zirve 30 Haziran 2012 tarihinde Cenevre’de gerçekleştirilmiştir. BM Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan koordinatörlüğünde gerçekleşen zirveye BMGK daimi üyeleri olan ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa’yla beraber AB temsilcileri, Türkiye, Katar, Kuveyt, Arap Birliği Temsilcileri ve Irak katılmıştır fakat Suriye rejiminden ve muhalefetinden herhangi bir katılım olmamıştır. “Cenevre Eylem Grubu” ismiyle anılan ülkeler, yapılan zirve sonucunda alınan kararlar şu şekildeydi;
- Suriye rejimini ve muhalifleri kapsayan bir geçiş hükümeti oluşturulması,
- Oluşturulacak bu geçiş hükümeti yapısında ülkedeki tüm gruplara temsil hakkı verilmesi,
- Suriye halkının isteklerini kapsayacak ve ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde anayasa ve yargı sistemi revize edilmesi,
- Hukuka uygun bir şekilde çok partili serbest seçim sistemine geçilmesi,
- Oluşturulacak geçiş hükümetinde Suriyeli kadınlar da temsil edilmesi.
Fakat bu ilk uluslararası zirve başarısız olmuştur. Başarısız olunmasının en önemli nedenleri arasında ABD, Rusya, İngiltere ve Çin’in sürece dahil olacak aktörler arasındaki anlaşmazlıktır. Aynı zamanda şunu da belirtmek gerekir ki bu zirvede İran yer almamıştır. ABD ve Rusya, Esad konusunda birbirleriyle ters düşmüştür.
CENEVRE-2
Suriye’de ki sorunu çözememiştir ve bunun ardından aradan 1,5 yıl geçtikten sonra 22 Ocak-16 Şubat 2014 tarihinde Cenevre-2 zirvesi başlamıştır. Lahtar İbrahimi’ nin BM Suriye Özel Temsilcisi olarak görev aldığı Cenevre-2 görüşmelerine Suriyeli Muhalif ve Devrimci Güçler Koalisyonu (SMDK), Suriye rejimi ve Türkiye dahil 40’a yakın ülke katıldı. İran’a davetiye yollanacaktı ki, muhaliflerin ‘İran varsa biz yokuz!’ çıkışlarından ötürü bu gerçekleşmedi.
Maalesef -2 oturumda gerçekleşen Cenevre-2 görüşmelerinden herhangi bir sonuç alınamadı. Bu görüşmeden sonuç alınamamasının ana nedeni ise görüşmelerin Suriye’deki sorunun çözümü merkezli değil, Esad odaklı olmasıdır. Ayrıca Suriye rejiminin yaşananları “terör” olarak görmesi, muhalefetin kendi içindeki anlaşmazlıkları, görüşmelerdeki asıl ulaşılması gereken “ateşkes ve geçiş hükümeti” arzusunun gerçekleşmesini engelleyen diğer faktörlerdi. Görüşmelerin sonuçsuz kalması üzerine Suriye Özel Temsilcisi İbrahimi’ de tıpkı Kofi Annan gibi istifa etti.
CENEVRE-3
Cenevre görüşmeleri arasında en sancılı ve sürüncemede kalanı Cenevre-3 görüşmeleridir. 1 Ocak 2016’da düzenlenmesi planlanan görüşmenin 25 Ocak’ta yapılacağı açıklanmış olmasına rağmen, görüşmeye katılacak tarafların belirlenmesi konusunda yaşana ihtilaflar nedeniyle Cenevre-3 bir kez daha ertelenmiştir. Yaşanan anlaşmazlıkların ardından BM Suriye Özel Temsilcisi Stefan De Mistura bir basın toplantısı düzenleyerek görüşmelerin 29 Ocak 2016’da başlayacağını duyurmuştur. Buna rağmen yine geciken görüşmeler ancak 1 Şubat 2016 günü başlayabilmiş, birkaç gün devam eden görüşmelerin ardından Stefan De Mistura tarafından görüşmelerin 25 Şubat 2016’ya kadar askıya alındığı açıklanmıştır. İran ilk defa Cenevre-3 görüşmelerinde sürece dahil edilip, zirveye katılmıştır.
Taraflar arasında yaşanan anlaşmazlıklar ve krizler sebebiyle sürüncemede kalan Cenevre-3 görüşmelerinde bir sonuç alınamadı. Suriye’de Esad yönetiminin Halep’i kuşatma altına almasıyla da Cenevre-3 süreci sonuçsuz bir şekilde son bulmuş oldu.
TÜRKİYE, RUSYA VE İRAN ANLAŞMASIYLA GELEN ATEŞKES
20 Aralık 2016’da ajanslara düşen haberlere göre Türkiye, Rusya ve İran, Suriye’de ateşkes yapılması hususunda mutabakata vardılar. Moskova’da bir araya gelen Mevlüt Çavuşoğlu, Sergey Lavrov ve Cevad Zarif’in gerçekleştirdiği görüşmenin ardından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından Suriye hükümeti ve muhalifler arasında anlaşma, garantörlük anlaşması ve barış görüşmelerine yeniden başlama anlaşması olmak üzere 3 anlaşma üzerinde mutabakata varıldığı açıklanmıştı. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı da “Suriye’de çatışan taraflar arasında, ülke genelinde 30 Aralık 2016 günü saat 00.00 itibariyle ateşkese gidilmesi hususunda bir mutabakata varılmıştır. Bu gelişmeyi memnuniyetle karşılıyoruz” şeklindeki açıklamayla durumu teyit etmiştir. Üzerinde mutabakata varılan hususlar ve konuya ilişkin önemli notlar şu şekildedir;
- Türkiye, Rusya ve İran barış görüşmelerinin garantörü olacaktır,
- Sergey Lavrov, Türkiye, Rusya ve İran Suriye konusunda önceliğinin rejim değişikliği olmadığı hususunda mutabakat içinde olduğu açıklamasını yaptı,
- DAEŞ, ismini Fetih el Şam olarak değiştiren El-Nusra ve YPG ateşkes mutabakatına dahil edilmedi.
1.ASTANA GÖRÜŞMESİ
Türkiye, Rusya ve İran garantörlüğünde 30 Aralık 2016 saat 00: 00’ da yürürlüğe giren ateşkesin ardından devam eden süreçte, daha önceden kararlaştırıldığı üzere Kazakistan’ın başkenti Astana’da barış görüşmelerine başlamıştır. 23 Ocak 2017 tarihinde gerçekleşen ilk görüşmede sonuç bildirisi Kazakistan Dışişleri Bakanı Kayrat Abdrahmanov tarafından okunmuştur.
Bildiride Suriye sorununun askeri yöntemlerle çözülemeyeceği belirtildi ve Rusya, Türkiye ve İran’ın Suriye’deki ateşkesin denetlenmesi için üçlü bir mekanizma kurmaya karar verdiği ifade edilmiştir. Uluslararası taraflardan BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı doğrultusunda siyasi sürecin başlaması için çaba göstermesinin istendiği bildiride tüm muhalif gruplara da şubat ayında Cenevre’de yapılacak konferansa katılma ve DAEŞ ile Nusra gibi terörist gruplara karşı savaşma çağrısı yapılmıştır. Suriyeliler arasındaki görüşmelerin yeniden başlamasının desteklendiğinin belirtildiği bildiride “BM Güvenlik Konseyi’nin de teyit ettiği üzere farklı etnik ve dini kesimlerin bulunduğu demokratik bir ülke olarak Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasına” vurgu yapılmıştır.
2.ASTANA GÖRÜŞMESİ
Suriye görüşmelerinin ikinci turu, Kazakistan’ın başkenti Astana’da 16 Şubat 2017 tarihinde gerçekleştirildi. Astana görüşmelerine Rusya, Türkiye ve İran temsilcilerinin yanı sıra Suriye hükümeti delegeleri ve muhalifler katıldı. Astana’da muhaliflerle Suriye hükümeti doğrudan görüşmedi. 2.Astana görüşmesinde sekteye uğrayan ateşkesin desteklenmesine odaklanıldı. Bu görüşmelere ilk kez Ürdün de garantör ülke olarak katıldı.
Suriye’deki sorunun çözümüne yönelik atılan en somut adımlardan biri 2.Astana görüşmesinden çıkmıştır. Rusya Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Sergey Verşinin, “Astana’daki görüşmelerin somut sonucu, Rusya, İran ve Türkiye’den oluşan bir görev gücü kurulmasına ilişkin maddenin kabul edilmesi oldu” demiştir. Rusya Genelkurmay Başkanlığı yetkilisi Sergey Afanasyev de Astana’daki görüşmelerde, başta kadın ve çocuklar olmak üzere Suriye’de zorla tutulan kişilerin takas edilmesi için bir mekanizma kurulduğunu söylemiştir.
CENEVRE-4
23 Şubat 2017 tarihinde Cenevre-4 görüşmeleri başlamıştır. Aralık 2016’da Türkiye, Rusya ve İran’ın çabalarıyla yürürlüğe giren ateşkesin ardından gerçekleştirilen Cenevre-4 görüşmelerine BMGK 2254 sayılı kararının dışında, “terörle mücadele” başlığı eklenmiştir. Sabah saatlerinde başlayan görüşme trafiğinde BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura önce Beşşar Caferi başkanlığındaki rejim heyeti ile bir araya gelmiştir.(1)
BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura her ne kadar net sonuçlar alınamasa da görüşmelerin eskisinden çok daha olumlu bir havada geçtiğini ifade etmiştir. Mistura, BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararında öngörülen 3 ana madde olan tüm tarafları kapsayan geçiş yönetimi, çok partili ve özgür seçim ortamı ve yeni anayasa maddelerine ek olarak “terörle mücadelenin” 4. madde olarak eklendiğini açıkladı.
3.ASTANA GÖRÜŞMESİ
Astana’daki Suriye görüşmelerinin 3. turu, BM ve Rusya heyeti arasındaki ikili görüşme ile 14 Mart 2017 tarihinde başlamıştır. 3. Tur Astana görüşmelerinde Rusya, Türkiye ve İran’ın yanı sıra Ürdün, ABD ve AB’den de temsilciler yer almıştır. Muhalefet, Rusya garantörlüğündeki rejim güçlerinin yoğun ateşkes ihlallerinin sürmesi üzerine ise Astana 3 toplantısına katılmama kararı almıştır.
Türkiye, Rusya ve İran, Suriye’de ateşkesin izlenmesi ve uygulanmasının sağlanması için kurdukları mekanizmayı güçlendirme kararı aldı. Görüşme sonrasında basın açıklaması yapan Esed rejiminin BM Daimi Temsilcisi Beşşar Caferi, rejim güçlerinin ateşkes ihlallerini sürdürdüğünü inkâr etti ve muhalefetin “toplantıya katılmamak için bahane ürettiğini” iddia etmiştir.
CENEVRE-5
22 Mart 2017 tarihinde başlayan Cenevre-5 görüşmelerinde de odak noktası terörle mücadele konusu olmuştur. Nasır el-Hariri başkanlığındaki muhalefet heyeti ve rejim heyeti ile ayrı ayrı görüşmeler gerçekleştiren BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura “Sahadaki çok ciddi zorluklara rağmen kimse çekip gitmedi. Bir önceki turda ‘tren istasyonda hazır’ demiştim. Şimdi treninin istasyondan yola çıktığını söyleyebiliriz. Yavaş, ama ilerliyor.” şeklinde açıklamada bulunmuştur.
Cenevre-4 görüşmelerinde ortaya koyulan hususların hayata geçirilmesi bakımından bir hazırlık müzakeresi niteliğini taşıyan Cenevre-5 görüşmeleri sonrasında açıklama yapan Mistura, görüşmelerin olumlu sonuçlandığını ve Cenevre-6 görüşmelerine kadar geçecek zamanın taraflar için BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararında öngörülen 4 ana konuyu kapsamlı bir şekilde çalışmak için iyi bir fırsat olduğunu ifade etmiştir.
4.ASTANA GÖRÜŞMESİ
Cenevre görüşmelerinin aksine iç savaşın devam ettiği Suriye’de somut adımlar atılmasını başaran Astana sürecinin 3-4 Mayıs 2017’de tarihlerinde gerçekleşen 4. görüşmesinde gündemde “çatışmasızlık bölgeleri” vardır. Ancak İran’ın çatışmasızlık anlaşmasında garantör ülke konumunda olmasından rahatsız olan muhalefet kanadı anlaşmaya tepki gösterdi.
Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada; “Toplantıda, ateşkes düzenlemesinin garantör ülkeleri olan Türkiye, Rusya Federasyonu ve İran arasında Suriye’nin İdlib vilayetinin tamamı, Lazkiye, Halep ve Hama vilayetlerinin belli bölümleri, Homs vilayetinin belli bölümleri, Şam/Doğu Guta bölgesi ve Deraa ve Kuneytra vilayetlerinin belli bölümlerini kapsayan çatışmasızlık bölgeleri oluşturulmasına ilişkin Muhtıra imzalanmıştır. Çatışan taraflar arasında yukarıda sayılan bölgelerde hava unsurları dahil her türlü silah kullanımının durdurulmasını ve bölgelere acil ve kesintisiz insani yardım akışının sağlanmasını kayıt altına alan bu Muhtırayı memnuniyetle karşılamaktayız.” ifadelerine yer verilmiştir.
CENEVRE-6 GÖRÜŞMESİ
Suriye’de çözüme yönelik somut adımların bir türlü atılamadığı Cenevre görüşmelerinin altıncısı 16-20 Mayıs 2017 tarihleri arasında gerçekleşmiştir. Cenevre-6’nın odak noktası 2254 sayılı BM kararının tatbikine yönelik somut adımlar atmaktı.
Müzakerelerin temelini oluşturan 4 ana başlığın Cenevre-6’nın kısa olmasından dolayı ele alınamadan bittiği bildirilmiştir. Mistura, “Bu turda uzmanlardan oluşan toplantı sürecini başlatmak istedim. Tarafları da davet ederek bu toplatılara katılmalarını istedim. Böylelikle ana görüşmelerden ayrı olarak uzmanların katılımıyla gerçekleşen anayasal ve hukuki konuların ele alındığı toplantı süreçlerini başlattık. Bu toplantılara BM uzmanları başkanlık etti. Bu sürecin başlamasından gerçekten memnun oldum.” demiştir.
5.ASTANA GÖRÜŞMESİ
4-5 Temmuz 2017 tarihleri arasında gerçekleşen 5.Astana görüşmesinde ilk temas, JW Marriot Oteli’nde Türkiye, Rusya ve İran’dan teknik heyetler arasında yapılmıştır. Daha sonra Esed rejiminin BM temsilcisi Beşşar Caferi başkanlığındaki rejim heyeti, Rusya ve İran heyetleriyle görüşmüştür. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandır Lavrentiev, heyetlerin prensipte anlaştığı 7 belge olduğunu, bunların çalışma grubunun onayından sonra imzalanacağını söylemiştir. Görüşmelerde, “çatışmasızlık bölgeleri” içinde, garantör ülkelerin etkili olduğu bölgelere öncelik verdiklerini belirten Lavrentiev, “Bildiğiniz gibi İdlib, Humus ve Doğu Guta bölgelerinde Türkiye ve İran’ın etkisi var. Güney bölgesindeki muhalif gruplara Ürdün ve ABD’nin etkisi olduğunu hem Tahran hem de Ankara kabul ediyor. Onların (Ürdün, ABD) katılımı olmadan bu bölgenin oluşturulması söz konusu değil.” şeklinde konuşmuştur.
Kaynak: Suriye Gündemi
CENEVRE-7
Daha önceki bütün görüşmelerde BM Suriye Özel Temsilcisi ile ayrı ayrı görüşen taraflar Cenevre-7 zirvesinde ilk defa bir araya gelerek yüz yüze görüşebileceklerinin sinyallerini vermişlerdir. Bu toplantıda da diğer görüşmelerde olduğu gibi ateşkes, terörizm, Anayasa ve siyasi geçiş konuları ele alınmıştır.
SMDK Başkan Yardımcısı ve Suriye Kürtleri Ulusal Konseyi (ENKS) yöneticisi Fuat Eliko Sputnik’e verdiği röportajında”Cenevre-7 görüşmesinde siyasi geçiş, anayasa ve terörizmle mücadeleyi müzakere ediyoruz. Cenevre görüşmelerinde Suriye rejimi ile muhalefeti yüz yüze görüşmedi. Dolaylı olarak görüşmeler var. Yüz yüze görüşmeler şu an olmadı. Önümüzdeki görüşmelerde yüz yüze görüşmeler olabilir. Biz geçiş yönetiminin kurulmasını, siyasi geçişe geçilmesini istiyoruz. Suriye sorununun çözülmesini istiyoruz. Çözümün ve ilerlemenin olması için henüz bir temel yok. Görüşmelerin başarıya ulaşması için ABD ve Rusya’nın karar vermesi lazım. Avrupa’nın ve diğer güçlerin karar vermesi lazım.” demiştir.(2)
6.ASTANA GÖRÜŞMESİ
14 Eylül 2017 tarihinde 6.Astana görüşmeleri Türkiye, Rusya, İran, ABD, Birleşmiş Milletler (BM), Ürdün, Esed rejimi ve muhalefet heyetleri arasındaki teknik ikili ve üçlü görüşmelerle başlamıştır. Görüşmenin ana konusunu ise İdlib’deki çatışmasızlık bölgelerinin sınırlarının çizilmesi ve ateşkesin uygulanması konusunda yapılması gerekenler oluşturuldu. Ayrıca ayrıntılı olarak ilk kez 2.Astana görüşmesinde gündeme gelen Esad’ın elindeki tutukluların ve esir tutulanların karşılıklı serbest bırakılması, cenazelerin teslim edilmesi konuları da ele alınmıştır.
İdlib’de oluşturulacak çatışmasızlık bölgeleri ve gözlemci heyetler konusunda varılan anlaşma kapsamında Türk askerinin de gireceği İdlib için Türkiye, Rusya ve İran’dan toplam 500 gözlemcinin gitmesi kararı verildi. Görüşmeler sonrasında yapılan basın açıklamasında Astana Görüşmeleri süreci başladıktan sonra Suriye’deki krizin gittikçe iyileştiğine dikkat çekildi. İdlib’de yerleşik bulunan Heyet’ut Tahrir’uş Şam ise 6.Asnata görüşmesini tanımadıklarını, İdlib’e müdahale edecek güçlere karşılığını vereceklerini açıkladı. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ise 6.Astana görüşmesi sonrasında yapılan açıklamada “Astana toplantılarının üç garantör ülkesi arasında sağlanan mutabakat uyarınca, söz konusu üç ülkeden gözlemciler, çatışmasızlık bölgesinin sınırlarını teşkil eden güvenlikli bölgelerde oluşturulacak kontrol ve gözlem noktalarında konuşlandırılacaktır. Gözlemci kuvvetlerin asli görevi, rejim ve muhalefet arasında çatışma yaşanmasını engellemek ve olabilecek ateşkes ihlallerini izlemek olarak tanımlanmıştır. Gözlemci kuvvetlerin faaliyetlerinin eşgüdümü, üç garantör ülke arasında oluşturulacak Müşterek Koordinasyon Merkezi tarafından sağlanacaktır. Türkiye, İdlib çatışmasızlık bölgesine ilişkin müzakere süreci boyunca, muhalefetin garantörü sıfatıyla sahadaki muhalif grupların yaklaşım ve değerlendirmelerini de dikkate alarak mutabakatın hayata geçirilmesinde belirleyici rol oynamıştır. İmzalandığı günden itibaren sahada yaşanan ateşkes ihlallerinin sayısında önemli düşüş sağlayan muhtıra, bu son gelişmeyle Birleşmiş Milletler (BM) arabuluculuğunda Cenevre’de yürütülmekte olan siyasi sürecin ilerletilmesi için sahada gerekli koşulların hazırlanmasına önemli katkıda bulunmaktadır.” ifadelerine yer verdi.(3)
7.ASTANA GÖRÜŞMESİ
30 Ekim 2017 tarihinde başlayan 7.Astana görüşmelerinin ana başlıkları şöyleydi; Esad rejiminin cezaevlerindeki tutuklu ve esirleri serbest bırakması, rejimin yaptığı ateşkes ihlalleri, tarihi bölgelerde bulunan mayınların temizlenmesi, Doğu Guta başta olmak üzere abluka altındaki bölgelere insani yardım ulaştırılması.
Tutuklu ve esirlerin serbest bırakılması ve abluka altındaki bölgelere insani yardım ulaştırılması konusunda sonuç alınamayan 7.Astana görüşmelerinde Türkiye, Rusya ve İran, çalışmalara beraber devam etme konusunda kararlı oldukları açıklamalarını yaptılar. Tarafların önceki turlarda kararlaştırılan Suriye içindeki gerginliği azaltma bölgelerinde ateşkesin büyük ölçüde sağlanmasından memnuniyet duyduklarını belirten Kazakistan Dışişleri Bakanı Kayrat Abdrahmanov, garantörlerin DEAŞ, Nusra Cephesi, El Kaide ve onlarla bağlantılı örgütlerle mücadeledeki kararlılıklarının sürdüğünü vurguladı.(4)
SOÇİ ZİRVESİ
22 Kasım 2017 tarihinde başlayan kritik Soçi zirvesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Vladimir Putin ve Hasan Ruhani bir araya geldi. Cenevre görüşmelerine nazaran Astana’da yaptıkları zirvelerde Suriye’deki sorunun çözümüne yönelik somut adımlar atmayı başarabilen Türkiye, Rusya ve İran arasında yüksek düzeyde gerçekleşen zirve, tüm dünyada büyük yankı uyandırmıştır.
Üç ülkenin öncülüğünde toplanan Soçi Zirvesi’nin iç savaşın bitirilmesi için önemli bir adım olduğu belirtilirken, zirveden dikkat çeken sonuçlar çıktı.
– Suriye’de tüm tarafların katılacağı Ulusal Diyalog Kongresi düzenlenecek.
– Savaş sonrası Suriye’nin sosyal ve ekonomik açıdan yeniden inşasında Türkiye, İran ve Türkiye yer alacak.
– Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadesine göre terör örgütü PKK’nın Suriye yapılanması PYD kongreye katılırsa, Türkiye burada yer almayacak.
– Ülke genelinde BM gözetiminde demokratik seçimlerin yapılması, siyasi çözümün Cenevre görüşmelerinde tamamlanması kararlaştırıldı.
CENEVRE-8
Suriye’deki iç savaşın çözümü için başlatılan Cenevre görüşmelerinin 8.si, iki bölümlü olarak 28 Kasım 2017’de başlamıştır. Muhalifler açısından görüşmelerin 4 temel başlığı olan geçiş yönetimi, anayasa, seçimler ve terörizmle mücadele konularının tamamı masaya yatırılmıştır. Rejim Heyeti ise sadece terörizm konusunu masaya yatırdı. Fakat BM, Rejim ve Muhalifler konularda anlaşamamıştır.(5) Gergin geçen görüşmeler sonucunda Suriye’ye ilişkin yine somut bir sonuç elde edilemedi. Görüşmelerden sonra Özel Temsilci Mistura, “Başaramadık. Altın bir fırsat kaçırıldı” açıklamasında bulunmuştur.
ANKARA ZİRVESİ
Suriye krizinin sona erdirilmesi için yürütülen Astana barış sürecinin üç garantör ülkesinin liderleri olan Erdoğan, Putin ve Ruhani Ankara’da bir araya gelmiştir. İlki 22 Kasım 2017’de Soçi’ de yapılan üçlü zirvenin ikincisi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleşmiştir.
Bu zirveden, toprak bütünlüğünü koruma ve ayrılıkçı gündemlerle mücadele kararlılığı çıkmıştır. Zirvenin ardından yayınlanan ortak açıklamada, Suriye’nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği, toprak bütünlüğü ve belli bir mezhebe bağlı olmamasına yönelik taahhüt ifade edilerek, 3 ülkenin ortak vizyonu paylaşılmıştır.
TAHRAN ZİRVESİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’ nin katıldığı “Suriye konulu” üçlü zirve son olarak Tahran’da yapılmıştır. Bu görüşmenin ardından üç ülke birlikte bir ortak bildiri yayınlamıştır. Bildiride, üç liderin 4 Nisan 2018’de Ankara’da düzenlenen ikinci zirveden sonra Suriye’de meydana gelen gelişmeleri değerlendirdiği belirtilmiştir. Müzakerelerin sürdüğü sırada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, zirvenin sonuç bildirisine İdlib’de ateşkes ilanının eklenmesini istemiştir. Putin ve Ruhani ise İdlib’de çok fazla sivil yaşadığı gerekçesiyle Erdoğan’ın çağrısını haklı bulduklarını belirtmiştir ancak, ateşkes ifadesinin sonuç bildirisinde yer alması konusunda mutabakat sağlanmamıştır. Türkiye, Rusya ve İran liderleri, Suriye konulu üçüncü zirvede İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’ndeki duruma yoğunlaşmıştır.
Üç garantör ülke lideri, İdlib’deki durumun Suriye’nin toprak bütünlüğü, terörle ortak mücadele ilkeleri ve Astana formatında oluşturulan işbirliği çerçevesinde ele alınmasında mutabık kalmıştır. Liderler, İdlib’de terörle mücadelenin sivilleri gözeterek yapılması konusunda ortak mesajlar vermiştir. Suriye ihtilafının yalnızca siyasi süreç yoluyla çözüleceğine bağlılıklarını yineleyen liderler, terörle mücadele kisvesi altında sahada yeni gerçeklikler yaratılmasına dair her türlü girişimin reddedileceğine ve ayrılıkçı gündemlerle ortak mücadele edileceğine de işaret etmiştir.(6)
2.SOÇİ ZİRVESİ
14 Şubat 2019’da Rusya’nın Soçi kentinde Suriye konulu Türkiye, Rusya ve İran arasında 2.Soçi Zirvesi düzenlendi. Zirvede İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesinde Yaşanan İhlaller, Siyasi Çözüm, Anayasa Komitesi, Güvenli Bölge ve Ayrılıkçı Örgütlere Karşı Mücadele gibi konular ele alındı. Zirve sonunda ortak bir sonuç bildirgesi imzalanmıştır. Liderler daha çok ayrılıkçı örgütler ve güvenli bölge konusunu ele alarak özellikle Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine vurgu yapmışlardır. Üç lider zirvenin ardından basın toplantısı yapmıştır.
Soçi Zirvesinin Rus ve İran medyalarında geniş yer buldu. Söz konusu bu medyaya yansıyanlar ise şöyle:
Rus haber ajansı TASS, “Rusya, Türkiye ve İran liderleri, Suriye’nin bütünlüğü konusunda bağlılığını açıkladı” başlığı ile verdiği haberde, “Liderler, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde Heyet Tahrir Şam’ın bölge üzerindeki kontrolünü artırma girişimlerini reddederek, Suriye’nin egemenliği ve toprak bütünlüğünü ve komşu ülkelerin milli güvenliğini zayıflatmayı amaçlayan ayrılıkçı güçlerin hedeflerine karşı durma kararlığını dile getirdiler.” ifadelerini kullanıldı.
Kommersant gazetesi, haberinde, İdlib dışında Suriye’nin diğer bölgelerinin teröristlerden arındırılması gerektiğine dikkati çekerek, “Rusya, Türkiye ve İran başkanları Suriye’de teröristleri yok etmeye karar verdi.” yorumunda bulundu.
Rus haber ajansı RİA Novosti de ABD’nin Suriye’den geri çekilmesi kararının hayata geçirilmesi halinde, ülkede istikrar ile güvenliğinin sağlanacağını ön plana çıkardı.
İzvestiya Gazetesi ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sorunlara ve provokasyonlara rağmen Astana ruhunu yaşattığına dikkat çekti.
Nezavisimaya Gazeta de “Moskova, Tahran ve Ankara, Suriye sorununu çözümü için ortak bildiride anlaştı” başlığını attı.(7)
İran medyasında ise şu başlıklar atıldı:
Devlet televizyonu internet sitesinde yayımladığı haberlerinde de Türkiye, Rusya ve İran liderlerinin Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve ABD’nin en kısa zamanda bu ülkeden çekilmesi yönündeki mesajlarına dikkati çekti. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin konuşması ise, “Teröristler için güvenli hiçbir yer olmamalıdır.” başlığıyla sunuldu.
İran resmi ajansı IRNA, manşetine taşıdığı haberi, “İran, Rusya ve Türkiye’den Suriye’nin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğüne vurgu” başlığıyla abonelerine servis etti.
Yarı resmi haber ajansı Tesnim ise Rusya, İran ve Türkiye’nin ortak bildiri ile Suriye’nin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü, İdlib’in teröristlerden temizlenmesi, ayrılıkçı planlara karşı mücadele edilmesi ve Suriye’deki meselelerin çözümü için ortak hareket etme kararlılığını vurguladığını aktardı.
Fars haber ajansı da zirvede Suriye’nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne güçlü ve kararlı bağlılığın vurgulandığını yazdı.
Mehr haber ajansı ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le görüşmesinde, Suriye’nin toprak bütünlüğünün terör örgütü YPG/PKK’nın bölgeden çıkarılmadan sağlanamayacağını vurguladığını aktardı.
SURİYE GÖRÜŞMELERİ/ZİRVELERİNİN ÜLKE İLİŞKİLERİNE YANSIMALARI
Türkiye ve Rusya, Suriye iç savaşının başladığı günden bu yana yürütülen neredeyse tüm barış görüşmelerine katılmış ve önemli roller oynamıştır. İran ise ilk defa Cenevre-3 görüşmelerinde sürece dahil olmuştur. Daha sonra bu üç ülke Soçi, Ankara ve Tahran Zirvelerinde de bir araya gelerek Suriye’deki iç savaşı bitirmeye yönelik olarak görüşmeler yapmıştır. Aslında Rusya, İran ve Türkiye Suriye’de iç savaş başlayınca farklı kutuplarda yer almasına rağmen “ortak tehdit” olgusu bu üç ülkeyi birbirine yakınlaştırmıştır. 2017 yılında yaşanan Astana ve Soçi süreçleri iki ülke arasındaki diyalog kanallarını geliştirmiş ve görüşmelerden “çatışmasızlık bölgelerinin” oluşturulması gibi önemli kararlar çıkmıştır. Türkiye, İran ve Rusya arasındaki iş birliği bölge istikrarı açısından önemli sonuçlar sağladığı gibi ekonomik ilişkilere de olumlu yansımaktadır. Zirvede ülkeler arasında ticaret, ekonomi, güvenlik, enerji gibi konularda ele alınarak ülkeler arasında işbirlikleri artarak devam ettirilmesi hedeflenmiştir. Rusya ve Türkiye, 1998 yılında imzalanan Adana Mutabakatı’na da önemle vurgu yapmıştır. Rusya ve Türkiye son zamanlarda İran’a yönelik olan yaptırımlara karşı durarak İran’a destek olmuşlardır. Türkiye ve İran’ın siyasi konularda iş birliğine gitmeye başladıkları 2017 yılında ticaret hacmi, son beş yılda ilk kez artmış ve 10 milyar 752 milyon dolar seviyesine ulaşmıştır.(8) Her üç ülkede Astana ruhuna ve sürecine bağlı olduklarına önemle atıf yapmıştır.
KAYNAKÇA
1=) Stratejik Ortak, Dünden Bugüne Tüm Suriye Zirveleri
2=) Sputnik News, Suriyeli muhalif Eliko: “Cenevre-7 görüşmelerinde siyasi geçişi müzakere ediyoruz.”
3=) Timetürk, Astana 6 sonrası ne olacak? İdlib’de ABD provokasyonuna dikkat!
4=) Cnn Türk, Suriye konulu 7. Astana Toplantısı sona erdi.
5=) Sabah, Suriye konulu Cenevre 8 görüşmeleri sona erdi.
6=) Anadolu Ajansı, Tahran zirvesi teamüllerin aksine ‘basına açık’ düzenlendi.
7=) Hürriyet, Soçi Zirvesi Rus medyasında geniş yer buldu, Soçi Zirvesi İran Medyasında
8=) Al Monitor, Mehmet Çetingüleç, “Türkiye-İran Ticaretinde Trend Değişimi,”