Özet
Bu makalede ABD ve Türkiye’deki başkanlık sistemlerini yürütme ve yasama organları çerçevesinde birbirine benzerlik ve farklılık gösteren yönlerini birçok açıdan ele alınmış ve değerlendirilmiştir. Araştırmaların sonucunda Türk tipi başkanlık sisteminin genel olarak bilinen Amerikan tipi başkanlık sisteminden birçok yönden farklılık göstermektedir. Türk tipi başkanlık sisteminin genel anlamda başkanlık sisteminden uzak olduğunu ve parlamenter sisteme benzerlik gösterdiği söylenebilir. Ancak bütün devletlerde hükümet sistemleri birebir aynı olacak diye bir kaide bulunmamaktadır. Yani bir devletin hükümet sistemi, ülkedeki birçok iç ve dış dinamikten etkilenebilir ve şekil alabilir. Bu yüzden beklemek ve ne olacağını görmek şu an için en iyi hareket olabilir.
Başkanlık sistemi nedir?
Günümüz modern dönem hükümet sistemlerinde yasama, yürütme ve yargı çerçevelerinden yola çıkılarak bu erkler arasında tutumlu bir sistem oluşturup bu sisteme göre hareket etmektedirler. Kuvvetler ayrılığında, yasama ve yürütme aynı noktada toplanır, yetkiler paylaşılır ve diğer organlar arası denge ve denetimi sağlanır. Bu hükümetler sisteminde kuvvetler ayrılığını içinde barındırıyor ve üç temel hükümet modeli olarak uygulanıyorlar:
1)Kuvvetler arasında sert ayrılığın olduğu Başkanlık Sistemi,
2)Kuvvetler arasındaki dengenin daha yumuşak düzenlendiği yumuşak sistem,
3)Başkanlık Sistemi ve parlamenter sistemin karışımı olan yarı başkanlık sistemi.
Birçok ülkede uygulanan bu demokratik sistemler zaman içerisinde birden çok değişim geçirmişler ve bu modellerin uygulamasında farklılık göstermişlerdir. Ülkelerin siyasi yapıları, hükümetler, partiler, ekonomik yapı, siyasi kültürel yapı, anayasanın yapısı vb. etkenler bu değişimleri etkilemiştir. Bu uygulanan modeller içerisinde ülke içinde yaşanan sıkıntıları, krizleri engellemek içi yapılan sistem içi değişiklikler, yapılandırmalar bu modellerin devrilmelerine (dönüşmelerine) neden olmuş ve birçok ülkede bu modeller demokratik ve anti demokratik şeklini almıştır.
Türkiye ve ABD’deki başkanlık sistemleri
Türkiye’de 16 Nisan 2017 de Türk tipi başkanlık seçimine geçiş için yapılan referandum oylaması yüzde 52’lik bir oy oranında evet oyu almış ve 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri sonucu Türkiye’yi Türk tipi başkanlık sistemine geçişini sağlamıştır. Türk tipi başkanlık sisteminde halk tarafından seçilen başkan 5 yıl görev yapmak ve en fazla 2 dönem üst üste başkan seçilerek görev yapabilir. 40 yaşını doldurmuş olması ve üniversite mezunu olması gerekir. Başkan, Anayasa Mahkemesi’nde görev yapmak üzere toplamda 15 yargıcın, 12’sini belirler ve kalan 3’ünüde parlamento belirtmektedir. Başkanlık sistemde başbakan bulunmuyor. Türkiye’deki başkanlık sisteminde ise yürütme erkinin tümünü elinin altında tutturan Cumhurbaşkanı olarak bilinen başkan yapmaktadır. Kabine üyeleri ve bakanları başkan belirliyor ve milletvekili olarak seçilen kişiler kabine üyesi olamamaktadırlar. Aynı şekilde bakanların sayısını başkan belirler ve bakan olmak isteyen ya da atanan milletvekilleri milletvekilliğinden istifa etmek zorundadır. Başkanlık ve parti seçimleri 5 yılda bir aynı gün yapılmaktadır. Milletvekili sayısı 550’den 600 kişiye çıkarılmış, milletvekili seçilme yaşı ise 25’ten 18’e indirilmiştir. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda kişi sayısı 22’den 13’e indirilmiş ve Adalet Bakanlığı müsteşarı da HSYK’ da kendine yer bulmuştur. Başkan ülkenin herhangi bir bölgesinde ya da ülkenin tümünü kapsayan 6 ayı geçmemek koşuluyla OHAL ilan edebilir. Fakat başkan bu konuda tarafsız olmak zorundadır. Yıllık devlet bütçesi başkan tarafından belirlenip parlamento ve başkanın onayıyla geçerlilik kazanmakta. Onaylanmadığı taktirde geçen sen uygulanan bütçe planı geçici bir süre yararlanılmakta. Bu sistemde parlamento bakanları denetleyemiyor ancak genel tartışma konuları, meclis soruşturması, yazılı soruları denetleme vb. yetkileri elinde bulundurmakta. Eğer parlamentonun üçte ikisi başkan hakkında soruşturma açar ve başkan suçlu ise başkan, başkanlıktan alınır.
Amerikan başkanlık sisteminde, yasama, yürütme ve yargı belirgin bir titizlikle birbirinden ayrılmaktadır. Başkan yürütme organından sorumlu ve mecliste yasama organından sorumlu olmaktadırlar. Her ikisi de halk tarafından farklı günlerde seçilmektedirler. Burada yasa ve yürütme halk tarafından farklı günlerde seçildikleri için yasama ve yürütmenin birbirine karşı sorumlulukları bulunmamaktadır. ABD’de başkanlık sisteminde, yasama Temsilciler Meclisi (her eyaletin nüfus miktarına göre temsil edilen meclis) ve Senato’dan (her eyaletin 2 üye ile temsil edildiği meclistir 100 üyeden oluşur, eyaletlerin nüfus miktarı önemli değildir) oluşmaktadır. Burada başkan ise yürütme organının ta kendisidir. Bakanların seçimi ve yüksek yargı organı üyelerini başkan tek başına atamaktadır. Savaş çıkması halinde başkomutan olma yetkisi vardır. Meclisin çıkardığı yasaları veto edebilir, yasamaya karşı sorumlu değildir ve meclisin, başkanı görevden alma yetkisi yoktur. Ancak başkanın vetosuna karşılık Senato ve Meclis’ten üçte ikilik bir oy çıkarsa başkanın vetosu geçerliliğini yitirir. Başkan toplamda iki dönem olmak üzere 4 yıl arayla seçilebilir. Ancak başkan tekrar başkanlık görevine gelmek isterse bir dönem beklemesi gerekmektedir. Tüm bu başkanın yetkileri dışında başkanı denetleyen bir organ bulunmaktadır. Bu organ senatodur ve başkanın uygulamalarını denetlemektedir. Yasama organı, başkanın bütçesini belirler bunun dışında savaş kararı alabilir. Savaş kararı alınması durumunda ise başkan başkomutanlık görevini üstlenir. Başkanın meclisi feshetme yetkisi bulunmamaktadır. Eğer başkan yolsuzluk, vatan hainliği gibi suçlardan yargılanırsa suçlu bulunursa Senato, üçte iki çoğunlukla başkanın görevine son verebilme yetkisi vardır. Burada Senato’nun başkan üzerinde ne kadar kuvvetli olduğunu görebiliriz.
Şimdi ise Amerikan tipi başkanlık sitemi ile Türk tipi başkanlık sistemini birlikte inceleyelim:
1.Amerikan başkanlık sisteminden farklı olarak Türkiye’de bu sistemi ve başkanı bazı alanlarda denetleyen bir senatonun var olmamasıdır.
2.Türkiye’de başkan ve meclis seçimleri aynı gün yapılmakta nedeni ise aynı seçmenlerin fikirleri değişmeden aynı anda hem başkan hem de meclis seçimi yasama ve yürütmeyi tek el altında toplanması amaçlanmaktadır. Yani eğer farklı günlerde seçim yapılsaydı örneğin başkan seçildi 1 yıl sonra meclis seçimlerinde halk bu sürede başkanın faaliyetlerini, hizmetlerini beğenmedi ve başka bir partiye oy vermelerine neden olabilir. Sonuç olarak yasama ve yürütme farklı partilerde olur buda parlamenter sistemdeki çatışmayı ortaya çıkarır tekrar. ABD’de böyle değildir durum biraz farklıdır. Türkiye’deki gibi parti örgütü ve parti genel başkanlığı yoktur.
3.Amerika’daki başkanlık sisteminde yürütme yasamaya müdahale etme yetkisi yoktur. Olağan üstü durumlarda kararname çıkarabilir lakin bunun için Senato onayı şart. Türkiye’de başkan dilediği zaman kararname çıkartıp yasama organına dahil olabilmektedir. Türkiye’de senato olmadığı için başkanlık kararnamelerini kimse reddedememekte.
4.Başkan, meclisten çıkan bir yasayı veto ettiğinde, meclis bu yasayı üçte iki çoğunlukla oylayıp yürürlüğe koyamamakla birlikte bu yasayı değiştirmeden de tekrar yollama yetkisi de olmamaktadır. Fakat aynı yasayı en az 330 milletvekili oyuyla değiştirip tekrar gönderebilir.
5.ABD’de başkan halk tarafından seçildiğinden yasama karşısında sorumluluğu olmadığını sadece halka karşı sorumlu olduğundan bahsetmiştik. Bu durum sonucunda yasama başkanı güvensizlik oyuyla görevden alamaz. Seçimler yasama organını kararıyla alınmamakla birlikte 4 yılda bir yapılmak zorundadır. Türkiye’de ise yasama organı olan TBMM kendi seçimleri ile birlikte yapmak şartıyla, başkanı beğenmezlerse seçimle görevden alabilirler. Buda başkanın hem halka karşı hem de yasamaya karşı sorumlu olduğunu göstermektedir.
6.ABD’de başkanlık sisteminde başkan yasama organını feshedememekle birlikte yasama organı da güvensizlik oyu ile başkanı görevden alamamaktadır. Burada her iki tarafın karşılıklı feshetme yetkilerinin olmaması kuvvetler ayrılığının bağımsız bir şekilde uygulandığını göstermektedir. Türkiye’deki durum başkan eğer kendi seçimini de yenilemeyi göze alırsa seçimle yasamayı feshedebilir aynı durum başkana karşı meclis içinde geçerlidir.
7.ABD’de Başkan Yardımcısı ve Başkan ikisi de halk tarafından seçilir. Fakat Türkiye’de Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilmekle birlikte Başkan Yardımcısını ise Cumhurbaşkanı kendisi seçer ve atar.
8.Amerikan tipi başkanlık sisteminde bakanlar ataması yapılırken Senatonun onaylaması gerekmektedir. Türkiye’de bakanları atama yetkisi yasamadan onay alınmadan direk Cumhurbaşkanı atar ve istediği zaman görevden alabilir. ABD’de bakanlar atanırken başkan ve Senato uzlaşabilir ancak Senato bu konuda detaylı araştırma ve incelemelerden geri kalmamaktadır. Türkiye’de başkanın meclisle uzlaşma gibi bir zorunluluğu yoktur.
9.ABD’de Başkanın yüksek hakimler atama yetkisi Senatonun onayı ile ancak gerçekleşir. Senatonun istemediği hakimleri başkan atayamaz. Bununla birlikte hakimler istediği zaman emekli olmaktadırlar. Türkiye’de ise Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurumu ve Anayasa Mahkemesi üyelerini Cumhurbaşkanı tek başına bir kişinin veya kurumun onayını almadan atayabilir.
10. ABD’de Milletlerarası Antlaşmaların onaylanması için Senatonun üçte ikilik bir çoğunluk onayı gerekir. Bu durum ABD’de başkanın dış politikalarını uygulamasının o kadar kolay olmadığını göstermekte ve bir dengeleme söz konusudur. Türkiye’de böyle bir dengeden bahsedemeyiz. Anayasamızın 90’ncu maddesi uluslararası antlaşmaların bazıları direk olarak Cumhurbaşkanı onayı ile bazılarının ise TBMM Genel Kurulunun salt çoğunluğunun onayı ile gerçekleştiğini göstermektedir.
11. ABD’de bütçeyi Senato oluşturup, onaylamaktadır. Başkan, bütçe oluşturulmadan vergi toplaması ve harcama yapılması gibi bir durum mevcut değildir. Ancak Türk tipi başkanlık sisteminde bütçeyi başkan kendisi belirleyip onay vermektedir. Eğer bu kanun onaylanmaz ise, Cumhurbaşkanı bir önceki yılın bütçesi kanunu yeni bir değerleme oranına göre artırarak vergiler toplar ve harcamalar yapar.
Sonuç
Bütün bu anlatılanlar başkanlık sisteminin Türkiye ve ABD’nin aslında kendilerine has tip hükümet sistemleri olduğundan bahsedilebilir. Yani başkanlık sistemi denince tek tip bir başkanlık sisteminin akla gelmemesi, bu hükümet sisteminin başkanlık sistemi adı altında olup fakat birbirinden gerektiği zaman farklılık gösterdiğinin anlaşılması gerekir. Türk tipi başkanlık sistemi ile ABD’deki başkanlık sistemi arasında neredeyse birçok fark vardır. ABD’deki başkanlık sistemine baktığımız zaman aslında Türkiye’dekinin başkanlık sistemi olmadığı, bu sistemi kuranların başkanlık sistemini kendi düşüncelerine göre şekil verdiği görülmektedir. Genel anlamda başkanlık sisteminin yapısını oluşturan Kuvvetler Ayrılığı ilkesinin göz önünde bulundurularak yürütme organının yasama organını feshedebilmesi ve yasama organının yürütme organının görevine son verebilmesi bu sistemi genel anlamda başkanlık sisteminin dışına çıkarmakta ve farklı bir hükümet sistemi oluşturmaktadır. Başkanlık sistemlerinde feshetme yetkileri yoktur. Bu durum konuyla ilgili bütün anayasa hukuku kitaplarında geçmektedir. Örnek olarak Prof. Dr. Burhan Kuzu’nun kitaplarını gösterilebilir. Burhan Kuzu başkanlık sistemini savunmuş ve bu alanda birçok araştırma çalışması yapmış bir kişidir. “Her Yönüyle Başkanlık Sistemi” adlı kitabında eğer bir başkanlık sisteminde fesih yetkisi var ise bu sistemin başkanlık sitemi olamayacağını kesin bir dil ile belirtmiştir. Kitabında, “Sen eğer başkana kanun yapma, fesih, harcama yetkisi verirsen sıkıntılar yaşanır (Kuzu,2016:167).” şeklinde belirtmektedir. Başka ifadelerinde ise Kuzu başkanlık sisteminde feshetmenin olmaması gerektiğini kesinlikle altını çizmiş Güney Amerika ülkelerinde başkana kanun yapma tarzı yetkilerin verilmesi devleti parlamenter sisteme ve başkanı da diktatörlüğe sürüklediğini “felaket bir şey bu. Bir süreden sonra vuruyor tekmeyi parlamentoya, oluyor sana diktatör. Bunu koyarsan olacağı bu (Kuzu,2016:162).” şeklinde belirtmiştir. Sonuç olarak ABD ve Türkiye’deki başkanlık sistemleri birbirine bazı yönlerden benzemekte ve çoğu yönden de farklılık göstermektedir. Genel anlamda bilinen başkanlık sistemi göz önüne alındığında Türk tipi başkanlık sistemini, başkanlık sistemi olarak nitelendirmek ne kadar doğrudur bilinmez ama bu yazının girişinde belirttiğim gibi ülkelerin siyasi yapıları, hükümetler, partiler, ekonomik yapı, siyasi kültürel yapı, anayasanın yapısı vb. etkenler her ülkede farklılık gösterebilir ve bu etkenler hükümetler sistemlerini olumlu veya olumsuz anlamda etkileyebilmektedir.
İlmiha AKSUNGUR / Uluslarası İlişkiler
[zombify_post]