Cuma, Nisan 19, 2024
spot_imgspot_img

Top 5 This Week

spot_img

Related Posts

Türkiye’de Uluslararası İlişkiler Eğitimi

Mekteb-i Mülkiye-i Şahane

Bugünkü adı Siyasal Bilgiler Fakültesi olan Mülkiye Mektebi’nin gerçek kurucusu Sultan II. Abdülhamid Han’dır ve adı “Mekteb-i Mülkiye-i Şahane”dir.

Bölüm Çok, Hoca Yok!

Türkiye’de birçok üniversitede uluslararası ilişkiler bölümü açılmıştır. Ama bunların bir kısmı yeterli öğretim üyesi bulunmadığı için öğrenci kabul edemiyor.

Ülkemizde uluslararası ilişkiler Osmanlı İmparatorluğu döneminden bu yana okutulmaktadır. Bugünkü Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin kurulduğu yıllardaki adı ‘Mekteb-i Mülkiye’ idi. 1859’da İstanbul’da açılan bu okulun gerçek banisi ise Sultan II. Abdülhamid sayılır. Zira okulun adını Mekteb-i Mülkiye-i Şahane yapmak suretiyle, kendi himayesi altına almıştı. İşte bu imparatorluk kamu yönetimi okulunda, tarih, coğrafya, hukuk, iktisat, yabancı diller gibi konuların yanı sıra, devletler hukuku, siyasi tarih gibi dersler de okutulmakta ve bürokrat adaylarının uluslararası sistem hakkında bilgi sahibi olmaları sağlanmaktaydı.

Mülkiye Mektebi’nde idari, mali ve siyasi adlarında üç şube vardı. Siyasi şube daha sonra evvela, diplomasi, daha sonra dış münasebetler, nihayetinde de uluslararası ilişkiler adını alacaktır. Bu dönüşüm gerçekleşirken, Atatürk’ün emriyle Ankara’ya taşınan Mülkiye’nin adı, Siyasal Bilgiler Okulu’na tahvil edilecektir. Daha sonra Ankara Üniversitesi’ne bağlanan okul, Siyasal Bilgiler Fakültesi adıyla, uluslararası ilişkiler alanında eğitim veren tek müessese olma özelliğini uzun yıllar sürdürmüş, ODTÜ’de bir uluslararası ilişkiler bölümü açılmasıyla, SBF’nin bu alandaki tekeli kırılmıştır.

Garabet Örneği

Bugün Türkiye’nin dört bir yanındaki üniversitelerde çok sayıda uluslararası ilişkiler bölümü açılmıştır. Herhalde kulağa hoş gelen bir adı olduğundan, yeni kurulmakta olan üniversitelerin birçoğu bu bölüme rağbet etmektedirler. Böylece bir garabet de ortaya çıkmıştır. Kâğıt üzerinde adı olan ama yıllardır öğrenci almayan; ya da sadece doktora yapan araştırma görevlilerinden ibaret olan uluslararası ilişkiler bölümlerimiz maalesef vardır. Yüksek Öğretim Kanunu’na göre öğretim üyesi veya öğretim görevlisi unvanı taşımayanların üniversitelerde ders yürütmeleri mümkün değilken, çaresizlikten, bazı uluslararası ilişkiler bölümleri sadece birkaç yardımcı doçent ve asistanla varlıklarını sürdürmeye çalışmaktadırlar.

Bu alanın en önemli özelliklerinden biri, öğrencilerin en az bir yabancı dile çok iyi vâkıf olmalarının beklenmesidir. Uluslararası ilişkiler bölümü adı altında açılan pek çok müessesede, bırakın öğrencilere yabancı dil öğretilmesini, öğretim elemanlarının çoğu da, yabancı dil bilgisinden yoksundurlar. Defalarca girmelerine rağmen, üniversite lisan imtihanını veremeyen kişilerin uluslararası ilişkiler bölümlerinde oda işgal etmeleri kabul edilemez bir durumdur.

Öğretim Üyesi Açığı

Diğer yandan, Anadolu’daki uluslararası ilişkiler bölümlerinin en büyük talihsizliği, buralarda azıcık sivrilen başarılı genç öğretim üyelerinin kendilerini bir an önce Ankara ya da İstanbul’daki bir üniversiteye ya da düşünce kuruluşuna atma çabalarıdır. Bu öğretim üyelerinin, bulundukları taşra üniversitelerinde kalmak suretiyle mesleklerinde ilerlemelerine imkân yoktur. O sebeple, bu davranışları dolayısıyla eleştirilmeyi hak etmemektedirler.

Vakıf üniversitelerinin durumu devlettekinden farklı değildir. Vakıf üniversitelerinin çoğu, açtıkları uluslararası ilişkiler bölümlerini, ya başka kurumlardan getirdikleri yarı zamanlı öğretim üyeleriyle, ya da diğer bölümlerden aktarılan alan uzmanı olmayan akademik personelle ayakta tutmaya çalışmaktadırlar. Vakıf üniversitelerindeki uluslararası ilişkiler bölümlerinin ekseriyeti, YÖK tarafından zorunlu kılınan tam zamanlı akademik personel sayısına ulaşmamış olduklarından, lisansüstü programlar açamamaktadır. Bu durumda, araştırma görevlisi istihdam etmeleri de söz konusu olmamaktadır.

Üniversitelerde Durum

Günümüzde, uluslararası ilişkiler bölümlerinin en iyilerinin Ankara ve İstanbul’da toplanmış olduğunu söyleyebiliriz. Akademik personel sayısı, bölümde üretilen yayınlar, KPSS başarısı, mezunların kendi alanlarında çalışma oranları gibi kıstaslar dikkate alındığında ODTÜ, Galatasaray ve Ankara SBF (Mülkiye) ilk üçü oluşturmaktadır. Bilkent, Yıldız Teknik, Boğaziçi, Marmara, Bahçeşehir, İstanbul bunları takip etmektedir. Bir zamanlar alanın önde gelenlerinden Bilgi’de gözle görülür bir gerileme mevcuttur. Koç ve Sabancı’da ise yükseliş devam etmektedir. TOBB ETÜ içinde bulunduğu bocalamadan bir an önce kurtulup, uluslararası ilişkiler bölümünü kendisine yakışır biçimde yeniden organize etmelidir.

Öğrencilere Bir Uyarı

Üniversite giriş sınav notunun yüksekliğine rağmen, Hacettepe uluslararası ilişkiler bölümü epey gerilerde kalmıştır. Gazi ise son yıllarda önemli bir atak gerçekleştirerek, personel sayısını artırmış ve dışişleri bakanlığı sınavlarında başarılı olan okullar arasına girebilmiştir. Yeni rektörünün uzmanlık alanından olacak, Kadir Has Üniversitesi, İstanbul’da en iyi uluslararası ilişkiler kadrosunu oluşturma iddiasını ortaya atmıştır.

Bu yıl uluslararası ilişkiler bölümlerine girmeye hak kazanan tüm öğrencilerimize başarılar dilerken bir de ikazda bulunuyoruz: Sakın, en az bir yabancı dili çok iyi konuşmayı öğrenmeden mezun olmasınlar; yoksa alanda iş bulamazlar.

Bu yazı ilk olarak 17 Ağustos 2010 tarihinde Türkiye Gazetesi’nde Diplomatik Muhakeme köşesinde yayınlanmıştır.

Yazar: Çağrı Erhan

Kaynak: UİPortal

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popular Articles