Cumartesi, Nisan 27, 2024
spot_imgspot_img

Top 5 This Week

spot_img

Related Posts

OTORİTER MEDYA KURAMININ KISA TARİHİ

Siebert ve arkadaşları “Four Theories of The Press” adlı çalışmasında Normatif medya kuramlarını Otoriter, Liberal, Sosyal Sorumluluk ve Sovyet- Totaliter Kuram olmak üzere dört ana başlık içerisinde ele almışlardır.  16. ve 17. yüzyılları arasında ortaya çıkmış olan Otoriter kuram hala bazı ülkelerde kullanılmaya devam edilmektedir.
Tarihsel Dönem içerisinde uzun dönemler uygulanma imkânı bulan ve orta çağ döneminde zirveye ulaşan Otoriter Kuram her türlü gücü devletin başındaki kişinin ellerini bırakmıştır. Otoriter Medya Kuramı içinde güç artık mutlak tek gücün elinde yönetilmeye başlanmıştır.
Otoriter Medya Kuram görüşünün felsefi kaynaklarını, Kilisenin otoriter geleneğini, Krallığı tanrısal kudretini düşünsel temellere oluşturanların başında Eflatun, Machiavelli ve Hobbes Otoriter Kuramın siyasal ve felsefesi düşünürleri olarak sayılmaktadır (Siebert, Peterson ve Schramm, 1963:6).  Eski mutlakiyetçi siyasal rejimleri ortak özelliği, bu rejimlerde dini ve cismani davranışlarını sözle veya yayın araçlarıyla eleştirilmesinin çeşitli küfür, Tanrının iradesine karşı gelme şeklinde kabul edilmesidir (İçel,1985:18).
Otoriter Medya Kuramının düşünsel temellerinin atılmasında önemli rol oynayan düşürlerden biri Nicolo Machiavelli’dir. Devlet öncelik olarak kendi siyasal gücünü koruması ve sürdürmesi gerektiğini söyleyen Machiavelli (1998;196-197) ‘Prens’ adlı eserinde, hükümdarın devletin güvenliğini sağlamak için her türlü baskı ve zulüm de dahil olmak üzere ahlaki olmayan yollara da başvurabileceğini söylemektedir. Machiavelli yönetenlerin başvurabileceği iki silahtan biri kuvvet, diğeri ise hile olabileceğini söylemektedir.
Otoriter Medya Kuramının diğer filozoflarından Thomas Hobbes ise 1651 yılında Leviathan adlı eserinde mutlak monarşiyi savunmuştur. Hobbes; Homo homini lupus (İnsan insanın kurdudur) şekilde ifade ederek insanların kendi aralarında sözleşme imzalayarak, sınırsız özgürlüklerine son verdiklerini söylemiştir. Hobbes’e göre insanlara boyun eğdiren ve gerektiğinde onları cezalandıran karşı konulamayacak gücün-otoriter varlığına ihtiyaç bulunmaktadır (Işık: 2017:16).
Orta Çağ dönemi içerisinde artık basın tek bir iradenin elinde basın yoluyla iktidara ve kiliseye getirilen her türlü eleştirilen haber yönetim tarafından sansür edilmiştir. Otoriter Medya Kuramı tek bir iradeyi destekleyen hükümet politikası ilerleten mutlak ideolojiyi sağlamlaştıran bir araç olarak kullanılmıştır. Bu nedenle Otoriter Medya Kuramı bireyden ziyade devlete önem vermektedir. İktidarın bağına kopmaz bir şekilde bağlı olan Otoriter Medya Kuramı siyasal güce bağlı kalarak devletin çıkarlarına hizmet eden bir kuram olarak ele alınmıştır.
Günümüzde değişik biçim ve görünümlerde örneklerine rastlanabilen Otoriter Medya Kuramının temel ilkelerin ise şu şekilde sıralanabilir;

  1. Medya daima siyasi otoriteye bağlı ve ona yardım edici bir işlev görmelidir.
  2. Medya, kanunları veya kurulu düzeni bozucu, siyasal otoriteyi zayıf düşürücü yayınlar yapmamalıdır.
  3. Medya, egemen moral- ahlaki ve siyasal değerlere saldırmamalıdır.
  4. Bu ilkeler dahilinde medya yayın öncesi denetime tabi tutularak sansür edilebilir.
  5.   Otoriteye yönelik kabul edilmez saldırılar, resmi politika ve ahlaki değerlere sataşmalar suç sayılır. (McQuail, 1994: 121-122).

Buradan da anlaşılacağı üzere basının kendisine biçilen “iktidarın sesi” ve “meşruluk aracı” olma vasfında sapması değişik müeyyidelere konu olmaktadır (Işık, 2017: 18). Mutlak siyasal iktidar basını siyasal ve ideolojik konular içerisinde çeşitli kontrol mekanizmaları içerisinde denetlemekte ve himaye altına almaktadır.
Sonuç olarak Otoriter Medya Kuramı Orta Çağ Avrupası döneminde kendini oldukça yaygın bir şekilde var etmesine rağmen 19. Yüzyılın başlarında bireysel hakların yeniden sorgulanması ve gelişen sanayi devrimiyle güç kaybetmiştir. Ancak Otoriter Kuram tam anlamıyla yok olmamıştır. Bugün bile Ortadoğu ülkeleri başta olmak üzere ve çoğulcu demokrasiye geçiş yapmasına rağmen medya alanlarına sansür ve kontrol mekanizmasını etkin bir biçimde kullanan birçok ülke vardır.

KAYNAKÇA:
IŞIK M. (2017). Dünya ve Türkiye Bağlamında Kitle İletişim Sistemleri, 4. Baskı, Eğitim Yayınevi: Konya.
İÇEL K. (1985). Kitle Haberleşme Hukuku, 2. Baskı, İstanbul Üniversitesi Yayınları: İstanbul.
McQUALL D. (1994). Kitle İletişim Kuramı, (Çev. A. Haluk Yüksel), Anadolu Üniversitesi Kibele Sanat Merkezi Yayını: Eskişehir.
SIEBERT S.Fred, PETERSON T. And SCHRAMM W. (1963). The Four Theries of The Press, Universty of Illinois Press: Urbana

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popular Articles